| Hücrelerden birinde olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ انك لست في واحدة من تلك الزنازين |
| Hücrelerden birinde olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ انك لست في واحدة من تلك الزنزانات |
| Şu hücrelerden birinde olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | انت محظوظ انك لست في واحدة من تلك الزنازين |
| Babanın yerinde olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنك لا تمتلك قضيب والدك فإنه ورثَ قصيب والدته |
| Baban gibi olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | أنت محظوظ أنك لا تمتلك قضيب والدك |
| Kafana mermi yedin. Morgda olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | لقد تم الإطلاق عليك بالرأس، أنت محظوظ بأنك لست بالمشرحة. |
| Yani Nick, sen de burada olmadığın için şanslısın. | Open Subtitles | اتعلم,(نيك). انت محظوظ بأنك لست هنا ايضا |