"olmadıkları için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لأنهم ليسوا
        
    • لأنها غير
        
    • لأنهم لم
        
    Londra'da yataklarındaki beyler de burada olmadıkları için kendilerini şanslı sayacaklar. Open Subtitles أما السادة النائمين في لندن فعليهم أن يعتبروا أنفسهم ملعونين لأنهم ليسوا هنا
    Wesen olmadıkları için Grausenlar Grimmlerin yetki alanına dâhil değiller. Open Subtitles "أن مجابهة الـ"جراوزنز" ليس من اختصاص الـ"غريم" لأنهم ليسوا "فيسن"،
    Wesen olmadıkları için Grausenlar Grimmlerin yetki alanına dâhil değiller. Open Subtitles "أن مجابهة الـ"جراوزنز" ليس من اختصاص الـ"غريم" لأنهم ليسوا "فيسن"،
    Bazı şeyler, hiç mantıklı olmadıkları için komiktir. Open Subtitles بعض الأمور مضحكه لأنها غير منطقيه
    Henüz emin olmadıkları için sana bir şey söylemek istemedim ama bir sürü test yaptırdım ve çok korkuyorum. Open Subtitles لم ارد ان اخبرك لأنهم لم يتأكدوا الى الآن ولكن كنت اقوم بتلك الاختبارات والاشياء
    Birisine sırf beyaz diye yardım etmenin neredeyse beyaz olmadıkları için ayrımcıIık yapmak kadar kötü bir şey olduğunu unutmayalım. Open Subtitles ان مساعدة الناس لأنهم بيض يكاد يكون بسوء عدم الإحسان إليهم لأنهم ليسوا بيض
    Onlara yeterli olmadıkları için istedikleri şeyleri alamadıkları söylendi. Open Subtitles لقد قيل لهم بأنهم لا يستطيعون الوصول الى المناصب التي كانوا يريدونها لأنهم ليسوا جيدين بما فيه الكفاية ليس لي علاقة بالأمر
    - Baygın olmadıkları için mi? Open Subtitles لأنهم ليسوا فاقدين للوعي؟
    Öyle sanırsın ama genelde, The Strokes olmadıkları için çok sinirli olan nevrotik müzisyenlerden gelen bin tane e-postayı cevaplıyorum. Open Subtitles تظنين ذلك، لكن أساساً هذا يعني الرد على آلاف الرسائل الإلكترونية من موسيقيين عصابيين كل يوم ومنزعجين لأنهم ليسوا فرقة "ذا ستروكس".
    Bizim bulmuş olduğumuz harika çalışmalardan birine yatırımcılar pek çok kez şu soruyu sorabilir: ölçeklenebilir model nedir? Yani belli bir yerde ,zamanda ve bölgedeki bir topluluğun ihtiyaçları sadece o bölgede ihtiyaç haline geliyorsa, büyük bir ölçeğin parçası olmadıkları için bu ihtiyaçların bedava karşılanması meşru değildir. TED واحدة من أكثر الدراسات التي وجدناها هي أن المستثمرون دائمًا ما يسألون هذا السؤال-- "ما هو النموذج القابل للنمو؟"-- كما لو كانت حاجة المجتمع الذي فقط يقع في مساحة وزمن معينين واحتياجاته الخاصة ترتبط فقد بهذه المساحة الجغرافية، كما لو كان ليس لهم الحق المشروع في أن يحصلوا عليها مجانًا، لأنهم ليسوا جزءًا من شريحة أكبر.
    Kazanır. Veya adil olmadıkları için terk eder. Open Subtitles أو ينسحب منها لأنها غير عادلة
    Müslüman olmadıkları için hepsi ilahımız namına idam edilmiş. Open Subtitles كل رأس مقطوع بأسم ربنا ومخلصنا لأنهم لم يعتنقو الأسلام؟
    Ben oraya vardığımda kesinlikle gülümsemiyordu, çünkü Pauling'in alfa heliksi bulması bir şekilde küçük düşürmüştü ve Cambridge'dekiler kimyacı olmadıkları için kaybediyorlardı. TED لم يكن يبتسم بالطبع عندما وصلت أنا هناك، لأنه كان قد أهين نوعاً ما بتوصل باولينغ لألفا الحلزونية، والجماعة في كمبردج يخفقون لأنهم لم يكونوا كيميائيين.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more