"olması benim suçum" - Translation from Turkish to Arabic

• خطئي أن
• ذنبي أن
• غلطتي أن
• خطأي أن
• خطأي إذا

Suratının ormandaki her ağacın üzerinde olması benim suçum değil.
ليس خطئي أن وجهك موجود على كـل شجرة في الغـابة

Yapabileceğin en iyi şeyin kütüphane olması benim suçum değil.
لم يكن خطئي أن المكتبة كانت أفضل مكان بإمكانك فعل الأفضل فيه.

Karı koca arasında çoğu işlerin böyle olması benim suçum değil olayı öyle anlayan da sensin.
وليس ذنبي أن أغلب هذا العمل يكون بين رجال وزوجاتهم، وأنت إفترضت أن هذه هي المعضلة

Ama kalbimin başka planlarının olması benim suçum değil.
ليس ذنبي أن قلبي له خطط أخرى

Çocuklarımın yeteneksiz olması benim suçum mu?
أهي غلطتي أن يكون لي ذرية حمقاء؟

Parti otobüsünün berbat olması benim suçum değildi.
ليس خطأي أن حافلة حفلتكِ كانت حفلة فاشلة.

Popomun klasik ayakkabıcı biçimine sahip olması benim suçum değil.
وليس خطأي إذا بلدي بعقب ديه الكلاسيكي على شكل رجل حذاء.

Herkesin peşimde olması benim suçum değil. Yanlış bir şey yapmadım ki sonuçta.
ليس خطئي أن يسعى الجميع خلفي الأمر ليس كما لو كنت فعلت شيئا خاطئًا

Bağlantımın kötü olması benim suçum değil ki.
ليس خطئي أن لدي خط سيئ

Ne? Cleveland'ın bu kadar kötü olması benim suçum mu?
هل خطئي أن (كليفلاند) غير مناسبة؟

Bo, oğlunun karısını döven bir şerefsiz olması benim suçum değil.
" بو " ليس ذنبي أن ابنك حقير يضرب زوجته

Jerry'nin salak olması benim suçum değil. Baba!
هيه ، ليس ذنبي أن جيري غبي

Adamın harika bir sihirbaz olması benim suçum mu?
هل غلطتي أن الرجل ساحراً عظيماً ؟

Tüm arkadaşlarının zengin olması benim suçum değil.
ذلك ليس خطأي أن أصدقائكِ أغني منكِ.

Büyük bir besteci olması benim suçum değil.
ليس خطأي أن (موتسارت) موسيقار عظيم

Onlara S.P.K. denetiminden nasıl kaçacaklarını söylemem tabii ki ama Pearson Specter'dan ayrılmanın moda olması benim suçum değil.
بالتأكيد لن أخبرهم هذه الطريقة لتجنب الفحص الدقيق من لجنة الأوراق ولكن ليس خطأي إذا بدؤا وغادروا بيرسون سبيكتر يكفي هراء