Kişi bir şampiyon ya da savunucu olamasın çünkü başkasının şampiyon olması için herhangi bir akçe harcamanıza gerek yoktur. | TED | حسنًا. لا يمكن لشخص أن يكون بطلًا أو محاميًا، لأنك لا تحتاج بالضرورة إلى إنفاق أي مال لتكون بطلاً لشخصٍ ما. |
Bir şeylerin güzel olması için pahalı olması gerekmez. | TED | ليس من الضروري أن تكون الأشياء غالية لتكون جميلة |
Sanki onlarla ortak bir yanım olması için, eski JJ gibi davranmam gerekiyor. | Open Subtitles | إنه كما لو يجب أن أتصرف كنفسي القديمة لكي يكون ثمة تشابه بيننا |
Bir kızın buraya üye olması için ne yapması gerekir? | Open Subtitles | ماذا يجب على الفتاة القيام به لتصبح عضواَ هنا ؟ |
Kendi egom ve çocukluk tecrübelerimin onu ilerde kendi olması için tam da şimdi yapması gereken hataları yapmasını engellemesini istemiyorum. | Open Subtitles | لا أود أن أدع غروري وطفولتي أن توقفه عن ارتكاب الاخطاء التي يحتاج إلى فعلها ليصبح الشخص الذي هو مقرر له |
Bir öpücüğün iyi olması için, özel bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | لكي تكون القبلة جيدة حقاً فأنتِ تريدينها أن تعني شيئاً |
Böyle olması için Jumper'ın hasar görmüş olması gerektiğini düşünüyoruz. | Open Subtitles | أعتقد أن المركبة ربما تكون قد تعطلت ليحدث شئ كهذ |
Yaşanabilir olması için yapılacak işler var. | TED | هناك عمل يجب القيام به لجعل المريخ قابلاً للسكن. |
Bu, ganimetin benim olması için seçtiğim kısmı. | Open Subtitles | هذا جزء من الغنائم والتى أخترتها لتكون لى. |
-Ben eskisi gibi değilim. Hiçbir şey aynı değil. -Eskisi gibi olması için uğraşsan iyi edersin. | Open Subtitles | لست كما كنت ، لا شئ بقى كما كان الافضل ان تحاول لتكون كما كنت |
Karın olması için genç kızlarımızdan hangisini çağırırsan o onur duyacaktır. | Open Subtitles | أياً من بناتنا ستسعد إذا استدعيتها لتكون عروسك |
Tanrı da yaşamlarımızın düz olması için kurallar vermiştir. | Open Subtitles | الله يعطينا القوانين التي نسير عليها لتكون حياتنا مستقيمة |
Kalıcı olması için bilgiyi edinme yöntemi somut, kokulu, olmalıdır. | Open Subtitles | إن كان في الماضي ، فالمعرفة لتكون شيئ ملموس يجب أن تكون لها رائحة |
Dışarıyla daha fazla teması olması için binanın yüzeyini açabilir miyiz? | TED | هل يمكننا ان نفتح مساحة المبنى لكي يكون له اتصال اكثر مع الخارج |
Elflerin iki maç yapmış olması için diğer iki takımla da karşılaşmış olmaları gerekir | TED | لكي يكون الجان قد لعبوا مباراتين، فسيكون عليهم مواجهة كل فريق مرةً. |
Bunun bütün markete hitap eden bir araç olması için bir yol haritası var mı? | TED | هل هنالك مجال لتصبح متوفرة في السوق الشاملة؟ |
Bir insanın daha güvende olması için ona yardım ettiğinde bir millet daha güvende olacaktır. | TED | عندما تساعد شخصًا واحدًا وحسب ليصبح أكثر أمنًا، تصبح الأمة أكثر أمانًا. |
Her şey, bunun A.B.'nin hiç unutmayacağı bir anısı olması için hazırlandı. | Open Subtitles | كل شيء صمم لكي تكون لحظة لا تنسى من حياة أي بي |
Sanmıyorum çünkü bunun olması için hayvanların birbirleriyle yakın ilişkide olmaları gerektiğini düşünüyorum. | TED | لا أظن ذلك، وأعتقد أن السبب هو أن الحيوانات تحتاج علاقات شخصية وثيقة ليحدث ذلك. |
Bir veri görselleştirme tasarım şirketi işletiyorum, bu şirkette bilginin erişilebilir olması için görsel sunumlar yardımıyla yollar geliştirip tasarlıyoruz. | TED | أنا أدير شركة تصميم تصور للبيانات ونحن نصمم ونطور وسائل لجعل المعلومات سهلة المنال من خلال تمثيلات بصرية. |
Üzgünüm. Bunun olması için başka yol yok sadece. | Open Subtitles | أسف , ببساطه لا يوجد طريقه أخرى لحدوث هذا |
Operasyonlarımıza üs olması için orada gizlice bir ev tuttuk. | Open Subtitles | وقد اشترينا بيت فى تلك القرية حتى يكون مركز العملية |
Dinleyin, bunun olması için her ikiniz için de dua ettim. | Open Subtitles | أسمعا ، لقد صليت لكي يحدث هذا الشيء لكما |
Geçerli bir evlilik olması için yetkili bir kurum onaylamalı. | Open Subtitles | , لأن يكون زواج صحيح يجب ان يدار بواسطة القاضى الصالح |
Çeneni kapatıp, kardeşimin hayatta olması için edeceksin. Buna uyarsan... bombanı bulacağım. | Open Subtitles | أنت تخرس، وصلّ كي تكون شقيقتي حية، إن تصرفت جيداً، سأجد لك القنبلة |
Beni bağışla. Bir çocuğun daha olması için dua ediyorum. | Open Subtitles | سامحيني، إنني أتمنى وأصلي من أجل أن تحصلي على فرصة |
Aksine, milyonlarca Afrikalı, dini inançlarının hayallerini gerçekleştireceğini düşünüyor. Hayatlarında ilahi müdahaleler ve mucizeler olması için o kadar çok fazla dua ederek zamanlarını harcıyorlar ki. | TED | وفي المقابل، يتخيل ملايين الأفارقة أن عقيدتهم الدينية ستساعدهم في تحويل أحلامهم إلى حقيقة، ويقضون الوقت الطويل في الصلاة من أجل حدوث المعجزات ومن أجل التدخل الإلهي في حياتهم. |
Büyük bir yalanı satarken bunu yaparsın, ...inanılabilir olması için gerçekle harmanlarsın. | Open Subtitles | ذلك ماتفعله عندما تقوم ببيع كذبة تقوم بجعله حقيقية لجعلها أكثر مصداقية |