Gerçek ve güzellik bilimle ilgisi olmayanlar için sıklıkla anlamsızdır. | TED | الحقيقة والجمال هي الأشياء التي غالبا ما تكون مبهمة بالنسبة للأشخاص الذين ليسوا في مجال العلوم. |
Buna karşılık etiketi olmayanlar göze çarpıyor. | TED | ونقوم في المقابل أيضاً، بتسليط الضوء على من ليس لديهم هذا الملصق. |
Enerji ve suya sahip olanlar ve olmayanlar vardı. | TED | كان هناك من يملك الطاقة والمياه والذين لا يملكون. |
Ama bir de kabul etme ya da ret etme gibi bir seçeneği olmayanlar da vardır. | Open Subtitles | و لكن هناك أيضا أولئك الذين لا يمكنهم الشرب و لا يمكنهم الا يشربوا |
O partide kostümü olmayanlar için kostüm veren bir yer vardı. | Open Subtitles | كانت هناك لوحة للناس في الحفلة الذين لم يرتدوا ملابس تنكرية |
Çünkü Baba olmayanlar Gününde sana kır-avrat hediye edilecek. | Open Subtitles | " لأنه في يوم " اللا أب -إذا تعبت،فجيب عليك اللبس |
Benim gibi Scooby çetesinden olmayanlar için en iyisi, ayak altından uzaklaşmak. | Open Subtitles | من الأفضل لغير النافعين أن يبتعدوا عن طريقهم كأنا وانت |
Fakat bayanlar ve baylar, her ikisi de olanlar, o da olmayanlar... | Open Subtitles | لكن سيداتي سادتي، أو الذين ليسوا من هؤلاء ، أو كلاهما.. |
Fakat bayanlar ve baylar, her ikisi de olanlar, o da olmayanlar... | Open Subtitles | لكن سيداتي سادتي، أو الذين ليسوا من هؤلاء ، أو كلاهما.. |
Ve ailesi olmayanlar arkadaşlığa çok önem verirler. | Open Subtitles | والاشخاص الذين ليسوا لديهم عائلة يقدرون صداقاتهم |
Sıcacık anıları olmayanlar için kışlar soğuk geçiyor olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن الشتاء يكون قارس البرد على من ليس لديهم ذكريات دافئة |
İzni olanlar peşimden gelsin, olmayanlar burada kalacak. | Open Subtitles | كل من معه تصريح فليتبعني و من ليس عنده فليأت من هنا |
Fotografik hafızası olmayanlar için... -...konferans odasındaki tabloda yazıyor. | Open Subtitles | ولمن لا يملكون ذاكرةً تصويريّة، القائمة مكتوبةٌ على لوحة غرفة الاجتماعات |
Muzlu sütü olmayanlar ne olacak? | Open Subtitles | ماذا عن الذين لا يملكون مخفوق الموز والحليب؟ |
Acil durum. İşi olmayanlar içeri. | Open Subtitles | مسأله طارئة شغل جميع الرجال الذين لا يعملون |
Hayatlarında yeterince stres olmayanlar için bir spa. Bu çok komik. | Open Subtitles | حشدٌ من القوم الذين لا يَعبئونَ بضغوطٍ فى حياتِهم |
Cep telefonsuz yaşayanlar, henüz bilgisayar görmemişler, evinde elektrik olmayanlar. | TED | هؤلاء الذين يعيشون بعيدا عن الهواتف النقالة, هؤلاء الذين لم يروا بعد حاسوبا, وليس لديهم كهرباء في منازلهم. |
Marshall, Baba olmayanlar Günü çok tuttu! | Open Subtitles | مارشال)،يوم" اللا أب " عملٌ ناجح ) |
New York eğitimi soylu olmayanlar için ortalama olduğundan... | Open Subtitles | قد يكون التعليم في نيويورك مناسب لغير الملكيين |
Şimdilik çaresiz olanlar, suçlular, fakirler, bağımlılar, hastalar, çıkış yolu olmayanlar. | Open Subtitles | المدانون, المدمنون, المرضى الفقراء, والذين ضلّوا طريقهم النظام الفيدرالي للسجون خرج عن السيطرة, |
Arkadaşı olmayanlar ise arkadaş edinmeye başladı. | TED | وأولئك الذين ليس لهم أصدقاء بدأوا في تكوين أصدقاء. |
Kimsenin aramayacağı kişilersiniz. Buraya ait olmayanlar. | Open Subtitles | الأشخاص الذين لن يتم أفتقادهم الأشخاص الذين لا ينتمون |
Gece yarısından sonra geçerli geçiş kartı olmayanlar... ..daimi olarak gözaltına alınacaklardır. | Open Subtitles | أي شخص لا يحمل بطاقة عبور صالحة بعد منتصف الليل سوف يحتجز بشكل دائم |
Şimdi, bu aygıta aşina olmayanlar için, bu 40 dolar değerinde bir video oyunu kumandası. Ve büyük ölçüde hareket algılayıcı sensör kabiliyeti ile tanıtılır, | TED | لمن لا يعرف ما هو هذا الجهاز إنه جهاز تحكم للألعاب الإلكترونية سعره 40 دولار ويشتهر بقدرته على إستشعار الحركة |
Ve bu nedenle nüfusun amacı nüfus sahibi olmayanlar adına korkusuzca konuşmaktır. | TED | ولذا فأن الهدف من النفوذ هو أن يتحدث نيابة عمن لا نفوذ لهم. |