Bir yararı olmuyor. Kesmek için ekipmana ihtiyacım var. Böyle olmuyor. | Open Subtitles | لن يجدي ذلك, إننا نحتاج إلى معدات للقطع, لن يجدي ذلك |
Ayrıca sizi temin ederim ki bu artık hiç olmuyor. | Open Subtitles | وأستطيع أن أؤكد لك أنه لم يحدث الآن ولن يحدث |
Ama sen sürekli çevremdeyken bir faydası olmuyor. | Open Subtitles | و أؤكد لكِ أن هذا لن يحدث مجدداً لكن هذا لا يفلح و انتِ حولي طوال الوقت |
Ama aynı değişimler, önceden gelen değişimlerden çok da farklı olmuyor. | Open Subtitles | و لكن التغييرات لا تكون مختلفة عن التغييرات التي حصلت سابقاً |
İlaçlarını almayı unutmazsa böyle olmuyor. | Open Subtitles | هذا لايحدث إلا إذا نسيت أن تأخذ أدويتها. |
Evet, çok sık olmuyor. Çok şükür ki acil bir işim yoktu. | Open Subtitles | نعم انه لا يحدث غالبا لحسن الحظ لم يكن لدي شيء عاجل |
Ben bizim için çalışmak istiyorum,senin için ama, bak, lütfen, olmuyor işte. | Open Subtitles | أريد العمل معنا، أريد العمل معك لكن بحقك، هذا لا يجدي نفعا |
Thomas Jeffersonı ya da ama ne yazık ki artık böyle olmuyor | Open Subtitles | او توماس جفرسون ولكل لسوء الحظ لم يعد ذلك يجدي نفعاً |
bu tam olarak yardımcı olmuyor bana. | Open Subtitles | ولكن الأمر لا يجدي نفعاً , في حين أنني في كل رشفة |
Eve gidiyorum ve hiçbir şey olmuyor Buna inanamıyorum. | Open Subtitles | في هذا المنزل لم يحدث شيء انا لااصدق هذا |
Her zaman olmuyor. Uzun zamandır hissetmedim. | Open Subtitles | الذي لا يحدث دائماً والذي لم يحدث منذ فترة طويله |
Sanki... iyi bi kişiliğim olursa, istediğim hatunu götürebilirim, sanardım ama öyle olmuyor. | Open Subtitles | مثل , ان كان لدى شخصية جيدة يمكننى ان احصل على اى فتاة فى العالم ولكننى لا املكها اذن هذا لن يفلح |
Parayla mutlu olmaya çalışıyorum, olmuyor. | Open Subtitles | أحاول شراء السعادة لكن الأمر لا يفلح معي |
Ben olsam yaşadığı için mutlu olurdum. Bu neden mutlu son olmuyor? | Open Subtitles | لكنت أسعد لكونها على قيد الحياة كيف لا تكون هذه نهاية سعيدة؟ |
İlaçlarını almayı unutmazsa böyle şeyler olmuyor. | Open Subtitles | هذا لايحدث إلا إذا نسيَت أن تأخذ أدويتها. |
Bizim partilerimizde hiç iyi bir şey olmuyor. Fark ettin mi? | Open Subtitles | . لا يحدث شئ جيد فى حفلتنا هل لاحظت ذلك ؟ |
Tabii ki bu sadece sınıflarda olmuyor. | TED | وبالطبع، الأمر ليس فقط ما يحدث في الصفوف الدراسية. |
olmuyor. Şeytan girmiş içine. | Open Subtitles | هذا لا ينجح إلا بعد مرور عدة ساعات على فترة الوفاة |
Kanamayı durdurmak için başka şeye ihtiyacım var. olmuyor. | Open Subtitles | أنا أحتاج إلى شيء آخر لوقف النزيف هذا لا ينفع |
Tüm saldırılar boyunca hiç yardımınız olmuyor. Sadece o sığınağa gidip yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | لا فائدة منكما عند الغارة كأنما تعيشان في ملجأ و أنا من يهتمّ بكلّ مافيه |
Bu işler kolay olmuyor. Keşke başka bir yolu olsaydı. | Open Subtitles | لا يكون الأمر هيّنًا أبدًا، ليته كانت هنالك سبيل أخرى |
Burada gündüzleri, gece olduğundan daha fazla ışık olmuyor. | Open Subtitles | لم يعد هناك ضوء هنا في النهار اكثر منه في الليل |
Hayır, ama bu olay ilk defa olmuyor. | Open Subtitles | كلاّ، لكنها ليست المرة الأولى التي يحدث فيها هذا. |
Coğrafyamıza bağlı olarak çok sık ziyaretçimiz olmuyor. | Open Subtitles | بسبب طبيعة الجغرافيا في منطقتنا لا يأتينا العديد من الزوار |
Küçük kardeşin kıçına şaplak yerken eğlenceli olmuyor, değil mi Meggie? | Open Subtitles | لا يظهر تحركك سريعا عندما اختك تعاقب بالجوار ليس صحيح يا ميغان |