"olsa dahi" - Translation from Turkish to Arabic

    • حتى لو
        
    • حتّى لو
        
    • حتى إذا كان
        
    • حتى ولو كان
        
    • أنه على الرغم
        
    • حتى وإن
        
    • حتى إن كان
        
    Çekilmekten kaçtığınızı gösteren bir dizi çekimle de olsa dahi. Open Subtitles حتى لو كان كل مالدي هو سلسلة من تجنبك لي
    Ve düşünmemizin sebebi,... ...bunu yapmamamız yönünde savlar oluşturmak için olsa dahi... ...düşünmeye başlamanın zamanı geldi. TED وحان الوقت أن نبدأ في التفكير فيه ، حتى لو كان سبب تفكيرنا فيه هو بناء الحجج التي تعطينا سببا لعدم القيام بهذا.
    Bu profesyonel kimliklerimizden uzak kaldıkça çoğumuza olduğu gibi benlik algınız zamanla azalmış olsa dahi böyle. TED وهذا حتى لو شعورك بذاتك تضاءلـت مع مرور الوقت، كما يحدثُ مع الكثير منا كلما ابتعدنا عن هوياتنا المهنية.
    Yani... Bir ara orada yaşamış olsa dahi, annenin hikayesini doğrular. Open Subtitles ،لذا، حتّى لو أقام هناك في وقتٍ ما .فهذا يؤكّد قصّةَ والدتك
    Çekilmekten kaçtığınızı gösteren bir dizi çekimle de olsa dahi. Open Subtitles حتى إذا كان كُلّ ما سأحصل عليه هو سلسلة لقطات لك و أنت تتَفادي الظهور أمامها
    Ve size karşı varlarını yoklarını ortaya koyarlardı, ucunda ölüm olsa dahi. Open Subtitles وهو يهاجمك بكل ما يملك حتى ولو كان هذا معناه أنه سيفقد حياته
    Fark ettiğimiz şeylerden biri, özellikle yaralanma mekanizması konusunda, yarığın içine doğru hızlı bir kuvvet iletimi olsa dahi, bu olay belli bir süre gerektiriyor. TED أحد الأشياء التي لاحظناها، بالتحديد حول آلية عمل الإصابة هذه، هي أنه على الرغم من وجود انتقال سريع للضربات أسفل هذا التجويف، إلا أنه ما يزال يتطلب قدراً محدداً من الزمن.
    Hayal ettiğiniz alternatif seçimlerinizden pişmanlık duymanıza neden olur ve bu pişmanlık yaptığınız seçimden aldığınız tatminin değerini azaltır, bu iyi bir seçim olsa dahi. TED والذي يحدث أنه هذا البديل المتخيل يدفعك للندم على القرار الذي اتخذته، وهذا الندم يُطرح من حصيلة رضاك عن قرارك، حتى وإن كان قرارا جيداً.
    Ben kadınlarla kocaları etrafta olsa dahi uğraşmaktan hoşlanırım. Open Subtitles أحب مضايقة النساء حتى لو أزواجهم بالقرب منهن
    Yönetici Yardımcısı, elinde ufak bir hissesi olsa dahi kanunlar önünde maliklerden biri oluyor. Open Subtitles المدير المشارك حتى لو كان يملك القليل من الأسهم, هو مالك رئيسي في عين القانون، مفهوم؟
    Onlar, sonucu kendi ölümleri olsa dahi başkalarını kurtarmaya hayatlarını adamışlar. Open Subtitles لقد جعلوا التزام لإنقاذ حياة الآخرين , حتى لو كان ذلك يعني الموت الخاصة بهم.
    Tatlım, eğer gitmek isteseydim, seninle olsa dahi bu hafta sonu olmazdı. Open Subtitles عزيزتي حتى لو أردت أن أخرج معكِ لن يكون في عطلة هذا الأسبوع
    Suçlu olsa dahi ona bu şekilde işkence edemezsin. Open Subtitles حتى لو كان مذنبًا، لا يمكنكِ أن تعذبيه هكذا.
    Bağımlı olsa dahi, bu halde olmasına ilaçlar neden olmadı. Open Subtitles المخدرات لم تفعل هذا به حتى لو كان مدمناً
    Her ikimizin hayatına mal olsa dahi kalan yarısını da bitirme niyetindeyim. Open Subtitles أنوى أستخراج أخرى حتى لو كان هذا سيقتلنا معا
    Para olsa dahi asla, altını çiziyorum asla yeni tanıştığım birine vermem. Open Subtitles لذا، حتى لو كان لدي المال أنا لن أبداً.. وأنا أؤكد أبداً أعطيه الى شخص للتو ألتقيت به
    Atama Güvenlik meşhur kimlik hırsızı bir şirket olsa dahi birileri işe alınan bu beş adama para ve uçak biletleri vermiş. Open Subtitles حتى لو أن أتاما الأمنية شركة نصب و إحتيال لسرقة الهويات فشخص ما أرسل لهؤلاء الرجال الخمسة المال وتذاكر الطائرة
    Karşına çıkan ilk kişi teslim olsa dahi saldırıya geçeceğine şüphem yok. Open Subtitles "إنّي موقنٌ أنّه سيهاجم أوّل من يقابله حتّى لو استسلم له"
    Ödül, gümüş bir ok olsa dahi okçuluk yarışmasına girmek istemiyorum. Open Subtitles . أنا لا أريد أن أكون فى منافسة للرماية . حتى إذا كان هناك سهم فضى للفائز
    Kötü olsa dahi bunu söylemek sana düşmez. Open Subtitles حتى ولو كان سيئاً فعلاً فلن أسمح لك بأن تتكلم عنه
    Sizlere önceden kariyerimin büyük bir kısmını ciddi konuşma bozukları olan insanların kaynak özelliklerini çalışarak ve anlayarak geçirdiğimi söylemiştim. Ve bulduğum şey, onların filtreleri harap olmuş olsa dahi seslerinin kaynaklarını ayarlayabiliyor olduklarıydı: Ses perdesi, ses şiddeti, ses temposu. TED لقد أخبرتكم في وقت سابق أني قد أمضيت جزءًا كبيرًا من حياتي المهنية في فهم ودراسة الخصائص التي تميز مصدر الصوت للذين يعانون من اضطراب شديد في الكلام، وما وجدته أنه على الرغم من أن تلك المرشحات كانت معطوبة، فإنهم كانوا قادرين على ضبط مصدرها: درجة الصوت، وارتفاعه، وإيقاعه.
    Ve bunun yaratacağı sonuçlardan dolayı daha az tatmindir, bu sonuçlar iyi olsa dahi. (Hepsi harika görünüyor. Hayal kırıklığına uğramak için sabırsızlanıyorum.) TED والنتيجة هي قناعة أقل بالنتائج، حتى وإن كانت نتائج جيدة.
    Düşmüş olsa dahi, uyuşturucu kullanımı çok daha akla yatkın. Toksikoloji incelemesi isteyeceğim. Open Subtitles حتى إن كان سقط المخدرات هي الأرجح، سأطلب فحصاً للسموم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more