Çünkü sorunu anladığımız için, düzeltebiliriz de, daha iyi canlılar oluşturabiliriz. | TED | لأننا نفهم ذلك نستطيع ايجاد حلول ، نحسن من هذه المخلوقات |
Ya da o birey için çok belirli protezler oluşturabiliriz. | TED | او نستطيع صنع جراحات ترقيعية خاصة للغاية لذلك الشخص |
Şimdi bazı hastalıkların modelini oluşturabiliriz. Örneğin, Rahatsız Edici Bağırsak Sendromu. | TED | نستطيع الآن البدأ في صنع نماذج من الأمراض مثل متلازمة القولون المتهيج. |
Strateji oluşturabiliriz. | Open Subtitles | يُمكننا وضع إستراتيجية. |
Strateji oluşturabiliriz. | Open Subtitles | يُمكننا وضع إستراتيجية. |
Bu gün var olan teknolojilerle hayvanların zihninde yeni pencereleri... ve arayüzleri nasıl oluşturabiliriz? | TED | كيف يمكن أن نخلق واجهات ونوافذ جديدة داخل عقول الحيوانات، بواسطة التكنولوجيا الموجودة اليوم؟ |
Tersine çevirirsek, birçok diğer sorunumuzu çözebilecek bir kaynak oluşturabiliriz. | TED | لو أدرنا ذلك هنا وهناك، نستطيع إحداث المصدر الذي يمكنه حل العديد من مشاكلنا الأخرى. |
Bu konuyu konuşmadaki rahatsızlığımızdan kurtulabilirsek geleceğimizin altın madeni olacak bir şey oluşturabiliriz. | TED | لو تمكنا من التغلب على الإحراج مع هذا الموضوع بأكمله، نستطيع إحداث شيئاً ينتجُ منجمنا الذهبي مستقبلاً. |
Üst 2 katagorisinden kompleks zincirler katagorine... bir fonktör oluşturabiliriz. | Open Subtitles | والآن نستطيع إنشاء المدلول الرياضي الذي يفصل التصنيف رقم 2 عن تصنيف مجموعات السلسة. |
Müşterinin görüşlerinden faydalanarak mesleki platformumuzda davranış saptayıcı pazarlama yöntemleri oluşturabiliriz. | Open Subtitles | من خلال استخدام نظرة العملاء ومن منصة عملنا نستطيع ايجاد برامج تسوق ذات اثر على السلوك |
Bu aynaları kullanarak mevsimsel konumları yeniden oluşturabiliriz. | Open Subtitles | بإستخدام هذه المرايا ، نستطيع إعادة إنشاءالظلعلىحسب كلفصل. |
Bu çocuklara daha az parayla daha doğru hizmetleri sağlayabilirsek, artakalan parayla daha özel bakıma ihtiyaç duyan çocuklar için de daha kaliteli hizmet sağlayan kurumlar oluşturabiliriz. | TED | إذا أنفقنا الأقل على هؤلاء الأطفال و لكن على الخدمات الصحيحة، نستطيع توفير الكثير و استثماره لتطوير رعاية سكنية ذو مواصفات عالية الجودة لأولئك الأطفال ذوي الاحتياجات المعقدة للغاية. |
Bunları kullanarak bir molekül oluşturabiliriz. | TED | نستطيع استخدامها لبناء الجزيئات. |
Daha çok pizza örneğindeki gibi cinsel eğitim oluşturabilirsek, insanları kendi arzularını düşünmeye itecek bir eğitim oluşturabiliriz istekleri hakkında bilinçli kararlar verebilsinler diye partnerleriyle bunu konuşabilsinler diye, ve sonuçta, dışardan gelecek bir sonuç değil ama neyin tatmin edici hissettireceğini arayabilsinler diye, ve buna karar vermeliyiz. | TED | ولكن إن استطعنا خلق نظام تعليم جنسي يشبه البيتزا, سوف نستطيع خلق ثقافة تدعو العالم لأن يفكروا بملذاتهم الخاصة, وأن يقوموا بتحديد مالذي يريدونه بتأنّ, أن يتكلموا عنه مع شركائهم, وأن يبحثوا في النهاية ليس عن نتيجة خارجية وإنما عن ما يُشعر بالرضى, ونستحق أن نقرر هذا لأنفسنا. |
Evren saçmadır, fakat yine de bizler bir amaç oluşturabiliriz, ki bu oldukça iyi bir amaç ve gerçekliğin bütün sıradanlığı kendi varlığımızın temelinde hissettiğimiz sıradanlıkla hoşça yankılanyor. | TED | الكون سخيف، لكنا لا زلنا نستطيع بناء هدف، وهذه فكرة جيدة جدًا والاعتدال الشامل في هذا الواقع نوع من الصدى الجميل للاعتدال الذي نشعره في جوهر وجودنا. |
Beraberce şehirde büyük bir bir ağ kurarak kendi kendini yönetme üzerine bu gezegenin şimdiye kadar görmüş olduğu, en güçlü kolektif laboratuvarı oluşturabiliriz | TED | جميعا، يمكننا أن نخلق رابطة عظيمة للمدينة والتي ستصبح أقوى مختبر جماعي للتسيير الذاتي، كما لم يعرفه الكون من قبل. |
Bu problemli dönen hava akımı yerine, yolcuların arasına inen hava duvarları yaratarak, kişiselleştirilmiş nefes alma bölgeleri oluşturabiliriz. | TED | بدلا من وجود تلك الإشكالية في أنماط تدفق الهواء، يمكن أن نخلق هذه الجدران من الهواء في المناطق الفاصلة بين المسافرين . لخلق منطقة تنفس شخصية |