Çok hap aldığını ve hastane için tehlike oluşturduğunu mu? | Open Subtitles | أنه يتناول حبوباً كثيرة و يشكل خطورة على المستشفى؟ |
Çok hap aldığını ve hastane için tehlike oluşturduğunu mu? | Open Subtitles | أنه يتناول حبوباً كثيرة و يشكل خطورة على المستشفى؟ |
Kötü kız kitabın tehdit oluşturduğunu bilemezdi. | Open Subtitles | لم تكن الفتاة السيئة تعلم أن الكتاب يشكل خطرا. |
Hepsine aynı şeyi söyleyip, parçaları farklı yerlerden toplarsın böylece kimse ne oluşturduğunu bilemez. | Open Subtitles | أخبرهم جميعا نفس الشيء أحضر جميع المكونات من أماكن مختلفة لكي لا يرى أحد ماذا يبني |
Ayrıca bu tip mücadelelerin hayattaki karakteri oluşturduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | كما أنهم يقولون أن التعامل مع المصاعب في الحياة يبني الشخصية |
Evet, Semak'ın özel bir ordu oluşturduğunu düşünüyordu. İyi düşünmüş. Hatırlıyorum. | Open Subtitles | أجل، ظنّ أن (سيماك) يبني جيش شخصي، أمرٌ جيد بتذكركَ لهذا |
Eğer onda garip bir şeyler hissediyorsan senin hatırlamanı istediği içindir bunun baskı oluşturduğunu biliyorum ama... | Open Subtitles | اسمع لو كنت تشعر بأي غرابة بجانبها فهي على الارجح تريدك أن تتذكر وأعلم أن هذا يشكل ضغطاً كثيرا عليك.. |
Ona her ne verdiyse bizim için ciddi bir tehdit oluşturduğunu varsaymalıyız. | Open Subtitles | نظرا كلا من جداول أعمالها، يسعني إلا أن نفترض أن كل ما أعطاها يشكل تهديدا خطيرا بالنسبة لنا. |
Her nedense Superman'in Ulusal Güvenliğe tehdit oluşturduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | وبطريقة ما يظن ان سوبر مان يشكل تهديد للامن القومي |
Sayın Yargıç, insanların onun için bir tehdit oluşturduğunu unutmayalım. | Open Subtitles | بأن هذا الفتى يشكل تهديد لعامة المجتمع |
Ve o yetenekleri ve eğitimi çetelerin, uyuşturucu satıcılarının ya da ahlak çatısını veya bu ülkenin iyiliğine tehdit oluşturduğunu düşündüğü kim varsa onların peşinden gitmek için kullanıyor. | Open Subtitles | وأنه يستغل هذه المهارات وذلك التدريب للسعي وراء العصابات أو تجار المخدرات، أو أيّ شخص يظنه يشكل تهديداً للنسيج الإخلاقي والرفاه في هذه البلاد. |
Bayan Adams Foster oğlumun kızına tehdit oluşturduğunu düşünmek için sebebi yoktur. | Open Subtitles | ليس لدى السيدة (آدامز-فوستر) سبب للشعور بأن ابني يشكل تهديداً على ابنتها |
Onun bir tehlike oluşturduğunu mu düşünüyorsun? | Open Subtitles | هل تظنونه يشكل خطراً ؟ |
- Bir kadın oluşturduğunu o zaman keşfetmiştin. | Open Subtitles | . كان يبني في إمرأة |
Ancak bu genç adamın... ...ingilizceyi saymıyorum, yeni bir dili, Portekizceyi... ...öğrendiğini, Rio'ya gittiğini, daha önce... ...hiç tanışmadığı insanlara... ...ulaşmak için oldukça... ...düşmanca bir dünyada... ...bir köprü oluşturduğunu... ...düşünebilirsin. | TED | ولكن إذا تخيلت منظر هذا الشاب مع غطاء رأسه و ثوبه المتدلي, يتعلم لغة جديدة, البرتغالية ناهيك عن اللغة الإنجليزية، يذهب إلى مدينة ريو "البرازيل" يبني جسر للتواصل مع أناس لم يقابلهم في حياته من قبل -- عالم معادي إلى حد ما. |