Sizin gibiler, var oluşun rastlantısallığını reddeden bütün hikayeleri seviyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم أيها القوم تحبون أي قصة تُنكر عشوائية الوجود |
Ve; var oluş ve yok oluşun, büyüme ve çürümenin, niteliksel değişimin süreçlerinin; geometri ve matematiğin güzellikleri ile yakalanması prensip olarak, son derece olasılık dışı görünüyordu. | Open Subtitles | وتبدو في الأساس مختلفة تماماً في أن عمليات الوجود والعدم النموّ والتحلّل |
Burada, var oluşun uzak kıyısında | Open Subtitles | هنا في الاطراف البعيدة من الوجود |
Demek istediğim, bilim adamları giderek var oluşun sadece şans eseri olduğunu teyit etmekteler. | Open Subtitles | أعني، يبدو أن العلماء... يؤكدون أكثر و أكثر أن الوجود هنا مجرد صدفة |
Ruh. Var oluşun esası. | Open Subtitles | وهو جوهر الوجود |
Var oluşun temelinde ruh ve madde bir araya gelmektedir. | Open Subtitles | "عند أصل الوجود يتلاقى العقل والمادة" |
Onu kurtarıp Dormammu'ya verme derdindeyiz kendisi tüm evrimin amacı, tüm var oluşun sebebidir. | Open Subtitles | ننشد إنقاذه وتسليمه لـ (دورمامو) والذي هو أوج التطور ومنتهاه -والهدف من الوجود قاطبًا . |