"olumlu bir şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • شيء إيجابي
        
    • شيئاً إيجابياً
        
    • سيكون إيجابي
        
    Eğer birisi olumlu bir şey söylerse... onu tahkir ederek gül. Open Subtitles إذا قال أي شخص شيء إيجابي إلفتي إنتباهه بضحكة ساخرة
    O olumlu bir şey bu, kamu odaklanma istiyor. Open Subtitles يريد ان يحول التركيز العام إلى شيء إيجابي
    Sevmediğin ne kadar şey görürsen gör, kendinle ilgili olumlu bir şey söylemeni istiyorum. Open Subtitles وبغض النظر عن عدد الأشياء التي تشاهدينها و لا تعجبك، أريدك أن تقولي شيء إيجابي حول نفسك.
    Aman Tanrım. olumlu bir şey söylemedi mi? Open Subtitles رباه، ألم يقل شيئاً إيجابياً على الاطلاق؟
    İlk duyduğu şeyin olumlu bir şey olması çok önemli. Bütün yılı buna dayanıyor. Open Subtitles الأمرُ محسوم, أول شيء تسمعهُ سيكون إيجابي, عامها بأكمله يعتمدُ عليهِ
    Bir tane olumlu bir şey düşünebilir misin lütfen? Open Subtitles ألا يمكنك التفكير في شيء إيجابي واحد، من فضلك؟
    Aslında, eğer Ebola salgınından çıkarılabilecek olumlu bir şey varsa, o da, hazırlanmamız için bizi erken uyarması, bir uyarı ikazıdır. TED في الواقع، هناك شيء إيجابي واحد يمكن أن يستخلص من وباء إيبولا، أنه يمكن أن يكون بمثابة الإنذار المبكر، أو دعوة للاستيقاظ، للإستعداد.
    Yani bu olumlu bir şey mi diyorsun? Open Subtitles إذا أنتي تقولين أن هذا شيء إيجابي
    Mükemmel ötesiydi. Al sana olumlu bir şey. Open Subtitles تجعلك تهذي هذا شيء إيجابي
    Bu olumlu bir şey. Open Subtitles هذا شيء إيجابي
    olumlu bir şey duymayı canı gönülden isterim! Open Subtitles لذا، فإنني أحب أن أسمع شيئاً إيجابياً
    İçindeki duyguları uyandıran sözleri bulur ve bununla olumlu bir şey yaparsın. Open Subtitles تجدُ الكلمات التي تُثير المشاعر بداخلك ، وتفعل شيئاً إيجابياً بها. (إدوين).
    Ancak sonraları verdiğim ve çok daha faydalı olan bir tepki, kelimelerin ardında yatan mesajı çözümlemek oldu. Örneğin, sesler beni evden çıkmamam için uyardığı zaman dikkatimi, kendimi ne kadar güvensiz hissettiğime çektikleri için onlara teşekkür ediyordum, çünkü bunun farkında olursam eğer, bu konuda olumlu bir şey yapabilirdim -- ve hem onları hem de kendimi, artık güvende olduğumuza ve korkmamıza gerek olmadığına dair güven veriyordum. TED ولكن إستجابة متأخرة، وبفائدة أكبر ستكون بمحاولة قراءة الرسالة مابين السطور، لذا عندما حذرتني الأصوات من عدم مغادرة المنزل، حينذاك وددت أن أشكرهم على لفت انتباهي لفكرة عدم شعوري بالأمان -- لأنه لو كنت على علم بها، لفعلت شيئاً إيجابياً حيال ذلك -- ولكن عليّ أن أطمئنهم وأطمئن نفسي بأننا كنا آمنين ولا نحتاج لأن نشعر بالخوف بعد الآن.
    Çok olumlu bir şey olur. Open Subtitles - أعتقد انه سيكون إيجابي حقيقي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more