Onun için sen arabada kalmalısın, bir terslik olursa diye. | Open Subtitles | لهذا يجب ان تبقى في السيارة، في حالة حدث شيء |
Buraya silahlı saldırı olursa diye koruma amaçlı silah almak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اشتري مسدساً للحماية في حالة تم اطلاق نار هنا |
Benim numaram bu, eğer Mike'ın durumunda bir değişiklik olursa diye. | Open Subtitles | أنا جاهزة هذا هو رقم في حال لو تغيرت حالة مايك |
Bana birşey olursa diye, herşeyi açıklayan bir video kaydı yaptım. | Open Subtitles | ،في حالة حدوث أي مكروه لي سجلتُ شريطاُ يوضّح كل شيء |
Ve sonuç olarak bir kanser doktoru olarak kızımın artriti için deneysel tedavileri takip ediyordum, bunlara ihtiyacı olursa diye. | TED | وبالتالي، كنت أُتابع بصفتي طبيب سرطان، العلاجات التجريبية لإلتهاب المفاصل لابنتي، تحسباً إن احتاجت إليهم. |
Herneyse, biliyorsun acil durum olursa diye telefonumu şarj etmemi sürekli söylüyordun. | Open Subtitles | أظل أحصل على المجيب الآلي هل تتذكرين عندما كنت تطلبين مني شحن هاتفي في حال حدث أمر عاجل؟ |
Olur da şeker toplamak için gelen olursa diye. | Open Subtitles | فى حال وجود بعض راغبى الحلوى المتأخرين |
Babam onları evin etrafında tutardı öfkelenip ödeşmek istediği biri olursa diye. | Open Subtitles | والدي اعتاد ان يبقيهم قرب المنزل في حالة ان كان لديه ضغينة يريد تسويتها |
Yemeğe ihtiyacımız olursa diye. Çalmak hoş değil. | Open Subtitles | في حالة احتجنا الى طعام فمن العيب ان نسرق |
Başka sorumuz olursa diye telefon numaranızı alabilir miyim? | Open Subtitles | هل يمكنكِ تزويدي بهاتفكِ، في حال هنالك المزيد من الأسئلة؟ |
Burada bekliyor olacağım... Bir şeye ihtiyacın olursa diye... | Open Subtitles | سأنتظرك هنا في الخارج في حال احتجت الى اي شيء |
Eğer ilaca ihtiyacın olursa diye, buna borç senedi diyelim. | Open Subtitles | في حال احتجتَ للدواء فقط سنُسمي هذه بالدَين |
Bana bir şey olursa diye, sana sistemde bir mesaj bıraktım. | Open Subtitles | فى حالة حدوث أى شىء لى. فقد تركت لك رسالة فى النظام. |
Eğer elimle ilgili herhangi acil bir şey olursa diye ev telefonunu alsam nasıl olur acaba. | Open Subtitles | أود الحصول على رقم هاتف بيتك الثابت تحسباً لأيّ طارئ أو ليدي. من يعلم الغيب؟ |
Ters bir durum olursa diye, kendini korumak için silah istediğini söyledi. | Open Subtitles | وكان بحاجة لحماية نفسه في حال حدث أيّ خطأ ما، فقال أنّه بحاجة إلى مسدّس. |
Tarihi geçmiş Neosporin'in yan etkisi olursa diye. | Open Subtitles | \u200fفي حال وجود بعض الأعراض الجانبية من \u200fمضاد "نيوسبورين" الحيوي منتهي الصلاحية. |
Şey olursa diye depoya kaldırabiliriz. Ne? | Open Subtitles | نستطيع وضعها في المخزن في حالة حدث أمر ما |
olursa diye söyledim. | Open Subtitles | أقول لو احتجتِ. |
İçinde vasiyetim ve bana bir şey olursa diye Kim'e yazdığım bir mektup var. | Open Subtitles | هناك خطاب كتبته لكيم في حال حدوث شئ ما إلي |
Bizi tekrar aramadığınız için, bir sorun olursa diye numaramızı bıraktık. | Open Subtitles | و منذ أنكِ لم تعاودي الأتصال بنا فتركنا الرقم مجدداً, في حال كان هناك مشكلة |
Birisinin bir şeye ihtiyacı olursa diye ben kalayım dedim. | Open Subtitles | أعتقدت بأنني سأجلس في حالة إذا أحتاج اي شخص لأي شيء |
Bir tane de zile koydum, gelen giden olursa diye. | Open Subtitles | و فعلت نفس الشئ مع جرس الباب فى حالة إن جاء أحد إلى المنزل |
Bagajda lazım olursa diye tüfekler var. | Open Subtitles | لدينا أسلحة ثقيلة في الشاحنة ، في حالة إحتياجكم إليها |
Hayır, sadece seni görmek istedim kötü bir şey olursa diye vedalaşmak istedim. | Open Subtitles | ,لا.. أعتقد بأنني جئت فقط لرؤيتك تحسبا لاحتمال حدوث أي شيء سيئ |
Bir sorun olursa diye Saul'ü çağırdım. | Open Subtitles | طلبت من " سول " أن يأتي إلى هنا تحسبًا في حال حدوث مشاكل |