| Ve omuzlarındaki işaretler de kuş ısırıkları. | Open Subtitles | تلك العلامات على كتفيها هي عضات طير |
| Ve omuzlarındaki işaretler de kuş ısırıkları. | Open Subtitles | تلك العلامات على كتفيها هي عضات طير |
| İskeletler omuzlarındaki külleri savuruyorlar. | Open Subtitles | هياكل عظمية ، تنفخ الرماد عن أكتافهم. |
| erkekler, kadınlar, berduşlar eşyaları omuzlarındaki bir sopanın ucunda sanki bir Chaplin filminin sonundaymış gibi yürüyorlar. | Open Subtitles | أغراضهم مربوطة في عصا محمولة على أكتافهم يمشون، كنهاية فيلم لـ(شارلي شابلن) |
| Tanrım. omuzlarındaki gerginliğe bak. | Open Subtitles | رباه، التوتر في منكبيك... |
| Tanrım. omuzlarındaki gerginliğe bak. | Open Subtitles | رباه، التوتر في منكبيك... |
| Ve omuzlarındaki yeşil kuşlarla... | Open Subtitles | والطيور الخضراء على أكتافهم |