"on üç" - Translation from Turkish to Arabic

    • ثلاثة عشر
        
    • الثالثة عشر
        
    • لثلاثة عشر
        
    • الثالثة عشرة
        
    • ثلاثة عشرة
        
    • ثلاثه عشر
        
    • الثالثه عشر
        
    • وثلاثة عشر
        
    • عشرة ثلاثة
        
    • بالثالثة عشر
        
    • ثلاث عشرة
        
    On üç milyon Londralının uyandıklarında gördükleri şeylere bir bak. Open Subtitles ثلاثة عشر مليون لندنيون عليهم أن يستيقظوا لهذا
    On üç yıl oldu ama sizler sanki dün gibi burada, karşımda duruyorsunuz. Open Subtitles ... مضى ثلاثة عشر عاما و الآن تقفون أمامى كما لو كنا بالأمس
    Biliyor musun? Arkeologlar On üç bin yıl önce insanların buraya yerleştiğini iddia ediyor. Open Subtitles علماء الآثار يقولون بأنها غير مأهولة لأكثر من ثلاثة عشر ألف سنة
    Ayrıca On üç yaşında yapman gereken bu olmamalıydı, Maya! Open Subtitles و أنا لا أظن أنكِ ستكونين مسؤوله و أنت في الثالثة عشر يا مايا
    On üç yıldır kıtlıklar hepinize keder getirdi. Open Subtitles لثلاثة عشر عاماً ، كانت المجاعة قد سببت الكثير من الألم لجميعكم..
    On üç yüzyıllık baskı ve gözdağı, şimdi bizlere şu parmaklıkların arkasından bakıyor. Open Subtitles ثلاثة عشر قرنا من التسلط والتخويف والآن هم مقيدون إلى تلك القضبان
    Günde yedi saat, haftada beş gün, yılda On üç ay döngüsü kadar çalışıyorum. Open Subtitles أنا اعمل سبع ساعات يوميا، خمسة ايام في الأسبوع، ثلاثة عشر دورات للقمر في عام
    Bir, iki, üç, dört beş, altı, yedi, sekiz... ..dokuz, on, on bir on iki, On üç. Open Subtitles واحد، إثنين، ثلاثة، أربعة، خمسة، ستة، سابعة، ثمانية، تسعة، عشرة، أحد عشر، إثنا عشر، ثلاثة عشر.
    On üç kez. Son dört yılda On üç muayene ve sonunda aldığım bu. Bir numara? Open Subtitles ثلاثة عشر فحص خلال 4 أعوام وهذا ما أحصل عليه، أنا رقم 5.
    Bir, iki, üç, dört on bir, on iki, On üç... Open Subtitles واحد, اثنان, ثلاثة, أربعة, خمسة... أحد عشر, اثني عشر, ثلاثة عشر...
    Cesaret edemediği On üç yıldan sonra, şimdi sana bir gönderen adresi vermiş. Open Subtitles بعد ثلاثة عشر عاماً لن تجرؤ على ذلك! لكنها أعطتكِ عنوانها على المظروف.
    On üç artı dört beni 17'ye geri koyar. Open Subtitles ثلاثة عشر بالإضافة إلى أربعة يضع لي مرة أخرى في 17.
    On üç. Sana da söyleyeceğim gibi, ona defolup gitmesini söyledim. Open Subtitles ثلاثة عشر, وأنا قلت له اخرج كما أقول لكم
    On üç be! Kızın bu kadar genç olduğundan... Open Subtitles ثلاثة عشر, يا إلهي, هل تعرف كم كانت صغيرة في السن؟
    diye düşündü. ABD'de her beş kadından ve On üç erkekten biri üniversite eğitimleri süresince cinsel saldırıya uğruyor. TED واحدة من أصل خمسة نساء وواحد من أصل ثلاثة عشر رجلاً سيتم الاعتداء عليهم جنسيا في مرحلة ما من حياتهم الجامعية في الولايات المتحدة الأمريكية.
    Tabii, On üç yaşımdayken kampta öpüştüğüm Becca Weiner'i saymazsak. Open Subtitles إلا إن حسبت بيكا وينر عندما كنا في المخيم وأنا في الثالثة عشر
    Annem Yahudi olduğunu On üç yaşında öğrenmiş. Open Subtitles أمي لم تعلم أنها يهودية حتى بلغت الثالثة عشر
    Babam eşcinsel olduğunu fark ettiğinde On üç yaşındaymış. Open Subtitles أدرك والدي أنه شاذ عندما بلغ الثالثة عشر
    Her şey uzaya tek başıma On üç ay süren göreve gittiğimde değişti. Open Subtitles لقد تغير كل شئ عندما ذهبت الى الفضاء فى رحلة منفردة لثلاثة عشر شهراُ.
    On üç yaşımdan beri, Ekselansları. Open Subtitles منذ أن كنتُ في الثالثة عشرة من عمريّ ، سعادتك
    On üç ceset var diyor... ve siz adamın akıl hastası olduğundan şüphelenmiyorsunuz ha? Open Subtitles ثلاثة عشرة جثة فى القبو ؟ . وهذا لا يوحى لكم بأنه شخص من بيت المجانين
    On üç buçuk. Open Subtitles ثلاثه عشر و نصف
    Anne babası, o On üç yaşındayken ölmüşler. Open Subtitles والديها ماتوا و هي في الثالثه عشر
    Ama sonra bir gün, tam üç yıl, On üç gün önce kızı ölüyor. Open Subtitles وذات يوم، مـُنذ ثلاثة أعوام وثلاثة عشر يوماً، ماتت إبنته
    Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on, on bir, on iki, On üç, on dört, on beş. Open Subtitles واحد،اثنين،ثلاثة،أربعة خمسة،ستة،سبعة، ثماني،تسعة،عشرة،احدعشرة،اثنى عشرة ثلاثة عشر،أربعة عشر،خمسة عشر
    Yani, sekiz yaşındayken yaşadığınız yerden taşındığınızda seninle birlikte geldiğini, On üç yaşında, başka bir yerde yaşarken tekrar geldiğini ve şimdi burada olduğunu söylediğinde neyle karşı karşıya olduğumuzu anladım sanırım. Open Subtitles إذن أنتِ تخبريني أنه إنتقل من المكان الذي كنتِ تعيشين فيه عندما كنت بالثامنة ثانيةً مكان ما تسكنين إلى البيت الآخر وأنتِ بالثالثة عشر والأن هنا
    On üç yıl önce geldiğimde, Marian beklememi, ...senin geceyi Ava ile geçireceğini söylemişti. Open Subtitles عندما أتيتُ منذ ثلاث عشرة عاماً، طلبت مني "ماريان" أن لا أبقى، وقالت أنك ستقضي الليلة مع "آفا".

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more