Bu saat, on binlerce potansiyel müşterinin reklamınızı izleyeceği bir zaman olacak. | Open Subtitles | أنها فرصة كبيرة لتحظوا بمشاهدة من قبل عشرات الآلاف من العملاء المحتملين. |
Tabii ki on binlerce kişiden oluşan bir sınıfla tartışma yapamazdık, o yüzden bu çevrimici forumların oluşmasına destek olduk. | TED | بالطبع ، لم يكن لدينا فصل مناقشة فيه عشرات الآلاف من الطلاب لذلك فقد شجعنا و رعينا هذه المنتديات عبر الانترنت |
on binlerce yıllık sanat eserlerine sahibiz. | TED | حصلنا على عمل فني عمره عشرات الآلاف من الأعوام |
Sürü, kendi iradeleriyle ortak bir amaç için birleşmeyi seçen on binlerce gönüllüden oluşan bir topluluktur. | TED | السرب هو تجمع لعشرات الآلاف من المتطوعين الذين اختاروا برضاهم العمل نحو هدف مشترك. |
on binlerce üyesi olan Cloud Appreciation Society'i başlatma sebebimdir. | TED | أصبح لدينا عشرات الآلاف من الأعضاء الآن في ما يقرب من 100 دولة في جميع أنحاء العالم. |
on binlerce sayfadan oluşan, verdikleri birkaç ayın yetmeyeceği heybetli bir işti. | TED | وهو شيء ضخم من عشرات الآلاف من الصفحات لم يكن من الممكن في الأشهر القليلة التي لديهم. |
Burada on binlerce hücreyi moleküler analizi için kendi minik su damlasının içine paketliyoruz. | TED | نغلف هنا عشرات الآلاف من الخلايا المنفردة في قطرة سائل صغيرة جدًا لتحليلها جزئيًا. |
Şimdi, ne zaman bir deney yapsak on binlerce bireysel hücreyi analiz ediyoruz. | TED | وعندما نقوم الآن بعمل تجربة، فإننا نحللُ عشرات الآلاف من الخلايا المنفردة. |
Örneğin Güney Afrika'daki KwaZulu-Natal ilinde on binlerce tuvalet çukuru yaptılar. | TED | على سبيل المثال، في مقاطعة كوازولو ناتال في جنوب أفريقيا، بنيت عشرات الآلاف من هذه المراحيض الجافة. |
Bu hayatlardan ortaya çıkardığımız on binlerce sayfalık bilgiden alınan dersler neler? | TED | ما هي الدروس التي تعلمناها من عشرات الآلاف من الصفحات؟ من المعلومات التي لدينا عن هذه الحيوات؟ |
Gerçekte binlerce, on binlerce kadar kuyruklu yıldızdan bahsediyoruz. | TED | وفي الحقيقة، إننا نتحدثُ عن الآلاف إلى عشرات الآلاف من المذنبات. |
Birkaç günlüğüne, öyle bir dünya yaratmıştık ki, on binlerce insan gerçek dünyanın hep bu şekilde olabilmesini istemişti. | TED | لأيام قلائل، ومع عشرات الآلاف من الناس، صنعنا هذا العالم الذي يحيا فيه الجميع كما يريد. |
Bizim örneğimizde, on binlerce daha fazla insanın beslenebilmesi söz konusuydu. | TED | في حالتنا، كانت الإمكانية لإطعام عشرات الآلاف من الناس. |
O zamandan beri geliştirmeye binlerce, on binlerce saat harcadım | TED | قضيتُ عشرات الآلاف من السّاعات أعمل على تطويرها. |
1987'de on binlerce insan Suudi Arabistan'da Hac ibadeti için toplandı | TED | في عام 1987، اجتمع عشرات الآلاف من الناس في السعوديّة من أجل موسم الحج السنويّ. |
Geri kalan 120 bin kadarı, her gün iş yapıyor görünmüyorlar, ama bunlar türümüzün geçmişte nasıl iş yaptıklarının bir arşivi, on binlerce sene öncesine gidiyorlar. | TED | يوجد لدينا مئات الآف غيرها والتي لا يبدو ان لديها وظيفة يومية ولكنها تمثل ارشيف تاريخي لما كنا عليه كجنس بشري تعود لعشرات الآلاف من السنوات |
Nitekim on binlerce nesil ufacık çeşitlilikleri bedeninde toplayarak devasa... | Open Subtitles | وهكذا، على مدى عشرات الألاف من الأجيال.. تتراكم الأختلافات الطفيفة حتى تصل إلى ذروتها. |
on binlerce insan bunu haftalık olarak yaparsa, durdurulamaz bir güç olursunuz. | TED | وعندما يفعل ذلك العشرات من الآلاف من الناس بشكل أسبوعي، تصبحون قوة لا يمكن إيقافها. |
Her yıl Grönland'ın buzullarından on binlerce buzdağı oluşuyor. | Open Subtitles | في كل عام عشرات آلاف الجبال الجليدية تلدها كتل (جرينلاند) الطافية |
Ve bu ardışık düzene ne olduğuna baktığımızda belki binlerle, on binlerce bileşkelerle yola çıkarsınız. | TED | وعندما تنظر لما يحدث لذلك الانبوب ربما تبدأ بالالاف عشرات الالاف من المركبات |
Yani on binlerce, yüz binlerce molekül daha önce var olmayan bir yapı oluşturmak üzere bir araya geliyorlar. | TED | إذن ففي تنظيمٍ من عشرات الآلاف، ستقوم مئات الآلاف من الجزيئات بالتجمع لتكوين بنية أكبر لم تكن توجد سابقاً. |
Her tıklamayı, her ev ödevi teslimini, on binlerce öğrenciden gelen her forum yazısını toplayabilirsiniz. | TED | يمكننا جمع كل نقرة، كل تسليم واجب، كل موضوع على المنتدى من عشرات الألوف من الطلاب. |
Amerikan fabrikalarındaki on binlerce işçi işten çıkarıldı. | Open Subtitles | الصناع الأمريكيون تمت أزاحتهم بعشرات الآلاف |