on dört yaşındaydım ve bastırdığın bütün enerjini bana yönlendirmiştin. | Open Subtitles | كنتُ بعمر الرابعة عشر و وقتها وجهتي .. كل. .. |
on dört yaşındaki bir erkek çocuğun yaz tatilinde başına gelenler hayatına damgasını vurabilir. | Open Subtitles | وما يحدث لصبى فى صيف بلوغه الرابعة عشر من عمره لا يمكن أن يمحى من حياته إلى الأبد |
- Biraz halkla ilişkiler. - Görevde on dört yıl ve tüm karşılığı bu mu? | Open Subtitles | اي شخص يمكنه عمل هذا اربعة عشر عاما في العمل وهذه امكانياتي |
Bu, altı yıl önceydi. Ben, on dört yaşındaydım. | Open Subtitles | ذلك كان قبل ست سنوات وكان عمري حينها اربعة عشر سنة |
Üç kız kardeşle büyüdüm ve on dört yaşıma kadar koruyucu taktım. | Open Subtitles | انا نشأت مع ثلاث شقيقات ولبست حامي قضيب حتى بلغت الرابعة عشرة |
on dört yıl önceydi. Yani, sanki... | Open Subtitles | لقد إنقضي أربعة عشرة عاما أنت تعلمين , إنه نوع من ... |
Bir seferinde on dört yaşındayken, ...ailem yattıktan sonra alt kata tek başıma gizlice inmiştim. | Open Subtitles | كان هناك ذلك السابقِ عندما l كَانَ أربعة عشرَ وأبويّ نَاموا. l سَرقَ طابق سفلي وحيدَ |
Bu cinsel suçlunun evinde on dört yaşında kız olduğuna dair ihbar aldım. | Open Subtitles | لديّ معلمواتِ لهذا المُعتدي الجنسي، لديه فتاة ذي أربعة عشر ربيعًا في منزله |
on dört yaşındayken sevişmiştin, öyleyse onunla da yapabilirsin. | Open Subtitles | انت كنت في الرابعة عشر من عمرك لذا انسي الأمر |
O dönemde, yasalar on dört yaşında bir çocuğun yetişkin gibi yargılanmasına izin vermiyordu. | Open Subtitles | فى هذا الوقت ، القانون لم يسمح لفتى فى الرابعة عشر من عمره أن يتم إتهامه وهو بالغ |
on dört yaşında bir kızı kaçırmış. | Open Subtitles | فلقد اختطف فتاة تبلغ الرابعة عشر |
İkimiz de on dört yaşındaydık. | Open Subtitles | كان كلينا فى الرابعة عشر من عمره |
Sadece on dört yaşındaydım! | Open Subtitles | لقد كنتُ أبلغ الرابعة عشر من عمري |
on dört yaşındaki virtüöz. | Open Subtitles | الموهوب ذو الرابعة عشر ربيعا |
on dört yaşında bir çocuğun kurşunu da en az kırk yaşında bir erkeğin kurşunu kadar etkilidir. | Open Subtitles | طلقة من صبى بعمر اربعة عشر عام بنفس تاثير طلقة من رجل بعمر اربعون عام |
on dört çeşit omlet, yirmi çeşit hamburger var. | Open Subtitles | اربعة عشر نوعاً من البيض, وعشرين نوعاً من شطائر البرقر |
Çünkü onunla bir çocuğumuz bir hayatımız, on dört yıllık geçmişimiz var. | Open Subtitles | لأنه لدينا طفل سوياً وحياة معاً اربعة عشر عاماً نساير الأمر |
on dört yaşında vaiz olarak çalışmaya başladı. | TED | والتحق وهو في الرابعة عشرة بالكنيسة وأصبح قسيساً بها. |
Kaç yaşındasınız? On üç, on dört? Şimdiden yaratıcılığınızı yok etmelerine izin mi verdiniz? | Open Subtitles | أنتم يا رِفاق في الثالثة\الرابعة عشرة وسمحتم لهم بإخراج الإبداع منكم؟ |
Tamam, on dört tane ver. | Open Subtitles | أعطني أربعة عشرة |
on dört birimlik radyasyon. Tombala! | Open Subtitles | أربعة عشرَ أحمر. |
on dört yılımı 2,5'a 3 metrelik bir hücrede... insan sayılamayacak yaratıklarla geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت أربعة عشر عاما فى زنزانة ثمانية فى تسعة أقدام محاطا بأناس أقل من أن يوصفوا بالبشر |
Allah bağışlasın; kızlarımız sekiz, on ve on dört yaşlarında. | Open Subtitles | الآن, بناتي هم ٨، ١٠ و يا رب أغثني ال كبرا ١٤ سنه. |
on dört tane yatak odası. | Open Subtitles | أربع عشرة غرفة نوم |