"on saat" - Translation from Turkish to Arabic

    • عشر ساعات
        
    • عشرة ساعات
        
    • لعشر ساعات
        
    Bakın, ben günde on saat çalışıyorum bu yüzden eve geldiğimde, yorgunluktan ölüyorum. Open Subtitles انظر، أنا أعمل عشر ساعات فى اليوم. لذا عندما أعود للمنزل أكون مرهقاً.
    Evet, sen tehlike simülatöründe on saat idman yapınca. Open Subtitles بالتأكيد، بعد أن تخضع لتدريب من عشر ساعات
    on saat takım elbise içinde, berbat bir ofiste arabada çakılı kalıp kendimi eve attıktan sonra o yağın yapıldığı etin alındığı paranın kazanıldığı işe gitmek için turnikelerde gereken bozuk paraları canımın istediği yere koyarım, ne dediğini umursamam! Open Subtitles اين كانت كلمة الشكر خاصتي ؟ هل اقتحمت المكان؟ لقد قمت بجر نفسي للمنزل كل يوم بعد عشر ساعات داخل بذلة
    on saat sonra, adaların tümden işgalinin önündeki engelleri kaldırmak için Open Subtitles بعد عشرة ساعات هاجموا الفلبينيون عبر المحيط
    Michigan'dan buraya on saat araba sürerek gelmek hiç de güvenli değil. Open Subtitles القيادة عشرة ساعات متواصلة من ميتشيغان للوصول الى هنا.. ليس امناً.
    Geldi, on saat boyunca rafları düzenledi, sonra da çıktı. Open Subtitles يأتي للعمل ، يرتب البضائع ويعمل لعشر ساعات ويغادر العمل
    on saat uzun bir süre gibi görünebilir, ama değil. Gerçekten değil. Open Subtitles عشر ساعات تبدوا وقتاً طويلاً، ولكنها ليست كذلك، ليس في الحقيقة
    Ben on saat uyumayı düşünüyorum. Open Subtitles حسنا أنا أنوي أن أنام عشر ساعات على الأقل منها
    - Hayır, güzel! on saat içinde Beaumonde'de oluruz kazandıklarınızı alırsınız ve kendi yolunuza gidersiniz. Open Subtitles سنصل في غضون عشر ساعات يمكنك أن تختار أن تكون أنت و هي معنا أو أن تكونوا لوحدكم
    Haftada, sınıfımdaki herkesten on saat daha az uyuyordum. Open Subtitles كنت أنام عشر ساعات أقلّ أسبوعياً من أيّ تلميذ في قسمي
    Valentino'yu iade etmen, ve de Betty'nin dükkânında on saat gönüllü olarak çalışman sonrasında... Open Subtitles وآراك أرجعتي الفستان وعملت عشر ساعات في العمل التطوعي مع بيتي في المحل
    Günde on saat bu garajda takılıyordunuz. Open Subtitles لقد كنتم تخرجون لذالك القراج لمدة عشر ساعات يومياً
    Günde on saat talaş yutmaktan daha önemli olduğu kesin. Open Subtitles إنه أكثر أهميةَ من بصق النشارة عشر ساعات يومياَ
    Geldiklerinden sonra yirmi dakika içinde yemek servis etmek ve iki saat mı yoksa on saat sonra mı geleceklerini bilmiyoruz. Open Subtitles إعداد العشاء بعد وصولهما بعشرين دقيقة ونحن لا نعلم إن كانوا سيأتون بعد ساعتين أو عشر ساعات
    on saat içinde iki yüz kişi gelecek buraya. Open Subtitles لدينا 200 شخص آتون إلى هنا في غضون عشر ساعات
    Bu iş çok basit; ya on saat ormanda yürüyeceğiz ya da on dakikada eve gideceğiz. Open Subtitles أنظر, ببساطة - عشرة ساعات توغل فالغابة, أو عشرة دقائق إلى المنزل
    Şey, doğrusu, on saat boyunca bir teneke kutu içinde tıkalı kalmak, benim en cazip görev tanımıma uymuyor. Open Subtitles حسناً , البقاء عشرة ساعات بصفيحة القصدير هذه ! ليست فكرتى عن مهمة جذابة
    Pekâlâ. O halde idama on saat uzaktasınız. Open Subtitles إذا أنتم على بعد عشرة ساعات من الإعدام
    Dokuz belki on saat. Open Subtitles تسعة، لربّما عشرة ساعات.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more