Babam da aynı şeyi yapıyor. Tarlanın hâlâ ona ait olduğunu sanıyor. | Open Subtitles | لقد فعل أبى نفس الشئ لا زال يعتقد أن الحقل ملكه |
Buralar "Manuel" e ait. Şehir duvarlarının içinde. Bu koyunlar da ona ait. | Open Subtitles | هذا جبل عمانوئيل وهو بداخله مدينته وهذه الخراف هي التي من أجلها بذل حياته هي ملكه أيضاً |
Bu yeleği bir arkadaştan ödünç aldım, bu ona ait. | Open Subtitles | انا استلفت هذا القميص من صديق وتلك الاشياء تخصه هو |
Onu ve ona ait herşeyi, paltosunu ve seyahat çantasını küle dönüştür. | Open Subtitles | قم بتغييره و تغيير كل ما يخصه بما في ذلك معطفه و حقيبة سفره ، إلى حفنة من الرماد |
- ona ait olmayanı alırsa başına neler geleceği konusunda. | Open Subtitles | -بشأن ما سوف يحدث... إذا إستولت على شيء لا يخصها. |
ona ait olduğu sürece güzelce Üç milyon dolarını toplamaya sürdürecek. | Open Subtitles | سيحصل على ثلاثة ملايين طالما انه مازال يعود إليه |
Bunu kardeşimin dairesinde buldum, ama ona ait olduğunu zannetmiyorum. | Open Subtitles | وجدت هذه في شقة اختي لكن لا اعتقد انها تخصها |
Yine de bu evin ve buradaki her şeyin artık ona ait olduğunu söylemelisiniz. | Open Subtitles | .. لا زال يجب عليك إبلاغها أن البيت وكل شيء ملكها الآن |
Hey bildiğim kadarıyla bu evde bulunan her şeyin yarısı ona ait ve o bunları alana kadar da bir yere ayrılmıyorum. | Open Subtitles | هنا, الآن, الطريقة التي أراها نصْف كُلّ شيء في هذا البيت يعود إليها ولن أتركها هنا حتى تحصل عليه |
Hayır, sadece artık ona ait olmayan bir posta kutusu adresi var. | Open Subtitles | كلا، فقط رقم صندوق بريد قديم لم يعد ملكه |
Ama gerçekten ona ait olan bir şey var. | Open Subtitles | ولكن هاك شيئاً كان ملكه فعلاً. |
Babalik yapacagim her cocugun 16 yasina geldigi zaman ona ait olacagi sartiyla bana olumsuzluk verdi. | Open Subtitles | منحني الخلود بشرط أيّ ولد لي، عندما يبلغ السادسة عشر... يصبح ملكه |
Bu odalardan birinin ona ait olduğuna eminim. Ama hangisi? | Open Subtitles | أن متأكد ان احدى هذه الغرف تخصه لكن السؤال أى واحده منهم؟ |
Elroy Çiftliğine bir uğrayın. Herif ona ait olmayan çitleri kesiyormuş. | Open Subtitles | حسناً , وضع مزعج بمزرعة آيلوري , آرثر ويبلي , الكبير كان يقص سياج الزهور الذي لا يخصه |
- Bende ona ait hiçbir şeyim yok. - Ne istersen alabilirsin. | Open Subtitles | لا أملك شيئًا يخصها على الإطلاق - خذ ما تريد - |
neyim varsa ona ait. | Open Subtitles | كل ما عندي يعود إليه. |
Yani, bunların ona ait olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | أنت أخبرتني أن هذه الأغراض كانت تخصها. |
Onu dünyada her şeyden çok sevdiğini kalbinin sadece ona ait olabileceğini söylemiş. | Open Subtitles | يقول انه يحبها اكثر من اي شيء اخر في الوجود قلبه سيكون ملكها فقط |
Madea buradaki her şeyin yarısı ona ait. | Open Subtitles | مادّيه نصْف كُلّ شيء هنا يعود إليها |
ona ait olmayan birkaç bir şey almışsa ne olmuş yani? | Open Subtitles | لذا كان لديه عدد قليل من البنود التي لا تنتمي إليه. |
Arkadaşım ona ait olmayan bir paket taşıyordu. | Open Subtitles | صديقي كان يحمل طرد لا يخصّه .. |
Adam Lana'da ona ait bir şey olduğunu söyleyip durdu. | Open Subtitles | أدم أستمر في قول بأن لانا لديها شيئاً يعود له |
Bu, bir kadının yasal olarak ona ait olanı geri isteme davası. | Open Subtitles | إنها قضية لامرأة تريد إستعادة ما هو حقاً يعود لها. |
Tanrı ona ait olanı alır, insan geri alamaz. | Open Subtitles | الرب يأخذ ما هو له. والإنسان لا يستعيده. |
Hayatı ona ait. | Open Subtitles | حياتها هي ملك لها |
Eğer ona ait bir şey olsaydı yer bulma büyüsünü kullanabileceğimizi söylemiştin. | Open Subtitles | قلتِ أنّه إذا كان لديّ غرض يخصّها فيمكن أنْ تستخدمي تعويذة تحديد الموقع |