Prosedürü biliyorum, ama Ona bunu yapamayız. | Open Subtitles | أنا أفهم ما يقول. لكن لا يمكننا أن نفعل هذا به. |
Ona bunu kimin yaptığını bulmak için... bizden öğrenmek istediğiniz ne varsa... | Open Subtitles | أي شيء تحتاجانه منا للعثور على من فعل هذا بها.. |
Tanrım, bu iyiymiş. Hadi Ona bunu yazalım. | Open Subtitles | رباه ، يالهُ من كلام مؤثّر دعنا نكتُب لها هذا |
İsa'ya hayranlık duyarmış ona aşıkmış ve Ona bunu göstermek istemiş. | Open Subtitles | هي كانت معجبة بالمسيح كانت تحبــه و أرادت أن تظهر هذا له |
Ona bunu yapamam. Ve kesinlikle kızına da yapamam. | Open Subtitles | لا يمكنني أن أفعل ذلك بها وبالتأكيد لا يمكنني أن أفعل ذلك بابنتها |
Evet, duyduk. Komik. Çünkü sağken Ona bunu dediğini hatırlamıyorum. | Open Subtitles | و من الطريف أيضا أني لا أتذكركي تقولين له هذا عندما كان حيا |
- Ona bunu söylediğimi hiç sanmıyorum. - Söylemelisiniz. | Open Subtitles | لا أظن أننى قلت لها ذلك من قبل يجب أن تفعل |
Wow,daha bu sabah antremanda Ona bunu söyledim. | Open Subtitles | لقد قلت له ذلك هذا الصباح اثناء التمرين |
Sanırım sana söyleyeceğim. Ona bunu borçluyum. | Open Subtitles | لكن أعتقد أنني سأخبرك أدين له بذلك |
Ona bunu ver ve şişeyi kırdığımı söyle. | Open Subtitles | أعطي هذا لها , و أخبريها بأني قد كسرت زجاجة |
Ona bunu kim yaptıysa, yavaşça öldürmek için yapmış. | Open Subtitles | أي من كان فعل هذا به أراد له أن يموت ببطء |
Onun peşinden koşuyor gibi yapıp aslında Ona bunu kimin yaptığını soruşturuyor olacağız. | Open Subtitles | أود أن نتظاهر بأننا لازلنا نطارده ولكن بالحقيقه سنكون نحقق لمعرفة من فعل هذا به |
Ona bunu yaptılar ve onun hayatını değiştirme fırsatımız varsa bunu değerlendirmeliyiz. | Open Subtitles | هم من فعلوا هذا به. ولو كانت لدينا فرصة لتغيير حياته, علينا أن نستغلها. |
Zamanınızı boşa harcadım. Ona bunu yapamam. | Open Subtitles | لقد ضيعت وقتكم حقاً، لا يمكنني ان أفعل هذا بها |
Ama Ona bunu yapacaksınız. Ne yaptığınızı görmek istiyorum. | Open Subtitles | انك تريد ان تفعل هذا بها اريد ان ارى ذلك |
Ve bir kaç gün sonra Ona bunu yolladım. | TED | وبعد ذلك بأيام قلائل أرسلت لها هذا. |
Ve ona göre vekâlet Ona bunu kanıtlamaktı. | Open Subtitles | وهذه الوثيقة كانت طريقتها لتثبت هذا له ؟ |
Ona bunu yapmayacağım. Ona bunu yapamam. | Open Subtitles | لن أفعل ذلك بها لا يمكنني فعل ذلك بها |
Ona bunu sizin söylemeniz gerekiyor. Siz söylemelisiniz. | Open Subtitles | عليك ان تقولى له هذا عليك ان تقولى له |
Yani, Chris'in kafası iyiydi. Ona bunu söylemedim. | Open Subtitles | أعنى, أنه رأسه كانت أعلى من طائرة لم أقل لها ذلك |
Ben de aylardır Ona bunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | كنتُ أحاول أن أقول له ذلك منذ أشهر |
Susan, Ona bunu yapacağına söz vermemeliydin. | Open Subtitles | سوزان" ، لا أظن أن وعدكِ له بذلك" كان صائباً |
Ona bunu yapmaman gerekiyordu. | Open Subtitles | لم يكن من المفترض أن تفعل هذا لها |
Kontrol altında tuttuğumu sanıyordum ama o bile bir şeylerin yolunda gitmediğini anladı ve Ona bunu tekrar yapamam. | Open Subtitles | لقد ظننت أنى مسيطرة على الأمر , لكن حتى هى لاحظت أن شىء ما خاطىء, و أنا لا استطيع أن أفعل ذلك لها مجدداً. |
Ona bunu borçluyum. | Open Subtitles | أنا أُدين له بهذا |
Torbanın üstünden adını kazıyıp Ona bunu vereceğim. | Open Subtitles | ومَحوتُ إسمه من على الوصفة وسأترك له هذه |
Ona bunu borçlu olduğumu hissediyorum. | Open Subtitles | أشعر بأنني أدينُ لها بذلك. |
Hayır. Bu kendini beğenmiş hödük, sizi aşağıladı, Ona bunu göstereceğim. | Open Subtitles | رقم هذا الأحمق متعجرف اهانة لك ، وأريد له أن يأخذها. |