Fakat ilişkilerimize onarılmaz biçimde zarar verecek bir şey olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | و لكن لا أعتقد أن العلاقات تدمرت بشكل لا يمكن إصلاحه |
Bir yönetmen olarak, "sürekli gözlerimle çalışıyorum"... ve bu optik tutacak, "kariyerimde onarılmaz hasarlara yol açtı". | Open Subtitles | أنا كمخـرج أصبح إستخدام عيناي صعباً وهذا الإختـراع قد سبب ضرر جسيماً في وظيفتي لا يمكن إصلاحه |
Üstelik, muhtemelen talihi onarılmaz bir şekilde berbat olmuştu. | Open Subtitles | مرة أخرى, يبدو أن مصير بن لايمكن إصلاحه بشدة |
Durmazsan, onarılmaz bir hasara neden olacaksın. | Open Subtitles | إذا كنت لن تتوقف ستسبب ضررا لا يمكن إصلاحه |
Sadece onarılmaz bir şey yaptığını düşünüyorum. | Open Subtitles | إنها فقط تفعل شيء لا يمكن إصلاحه |
Davaya onarılmaz bir hasar vereceksin. - Oysa zenci gönüllülerimizden biri zarar görürse, kimin sikinde olur? | Open Subtitles | سوف تواجه ضررًا للهذف لا يمكن إصلاحه. |
Görünüşe göre, toplumun Ryan'a olan bakışına onarılmaz bir hasar verdik. | Open Subtitles | حسن ٌ, يبدو اننا قمنا بضرر يتعذر إصلاحه (في الرأي العام بشأن (رايان |