| Düzeltici hücreleri kırık parçaları neredeyse tümüyle onardı. | Open Subtitles | تقنيّات المُعالجة قاربتْ على إستعادة أجزائها التّالفة كاملةً. |
| Bayan Martian kısmen oğlunun hafızasını onardı fakat tamamen iyileşmekten oldukça uzak. | Open Subtitles | الأنسة "مارشين" إستعادة ذاكرة إبنك جزيئاَ. لكنه لايزال بعيداَ عن إستعادة ذاكرته بالكامل. |
| Başka şeyler de yapıyorlarmış. Abby restorandaki güvenlik kasetinin silinen kısmını onardı. | Open Subtitles | كانا يفعلان أكثر من ذلك، (آبي) تمكنت من إستعادة أجزاء من أشرطة المراقبة من محل الهامبرغر. |
| Mark Latimer, birkaç hafta önce Briar Cliff'te patlak bir boru onardı mı? | Open Subtitles | هل كان (مارك لاتمير)، من قام بإصلاح الأنبوب المنفجر في منحدر براير، قبل عدة أسابيع ؟ |
| Jack, son dönemde bütün İHA'ları onardı. | Open Subtitles | جاك) قام بإصلاح كافة الطائرات مؤخراً) |
| Tost makinesini onardı bana havaalanının arka girişini gösterdi. | Open Subtitles | لقد أصلح أسلاك الفرن وأراني طريقاً خلفياً إلى المطار |
| Rolly eko borularımı onardı. | Open Subtitles | (رولي) هنا قام بإصلاح الأنابيب الخارجية |
| Doktor veri çekirdeğini onardı. Bundan sonra burası güzel bir yer. | Open Subtitles | لقد أصلح الدكتور قاعدة البيانات هذا مكان جيد الآن |
| Fitz direkt hattı onardı. | Open Subtitles | لقد أصلح (فيتز) خطكِ المباشر. |