"ondan nefret ediyorsun" - Translation from Turkish to Arabic

• تكرهينه
• تكرهينها
• أنت تكرهه
• تكرهها

Kalbini kırdı senin. Çok kötü şeyler yaptı sana. ondan nefret ediyorsun.
لقد فطر قلبكِ، لقد قام بفعل أشياء مقيتة فيكِ، أنتِ تكرهينه

Sen de ondan nefret ediyorsun. Yani neden umurunda ki?
لا، أنت تكرهينه أيضاً فلماذا تبالين أصلاً؟

Saat ilerlemişti. Millicent'ın orada olacağını düşündün. ondan nefret ediyorsun ya.
هذا متأخر , لقد قلت ان ميليسنت يجب ان تبقى هناك , قأنت تكرهينها

Herkesi kendinden çok önemsiyor ama sen buna rağmen ondan nefret ediyorsun.
فضّلَت الآخرين على نفسها، و مع ذلك تكرهينها.

ondan nefret ediyorsun, çünkü bence Gilles senden hiç korkmuyor.
أنت تكرهه لأنّه لا يخاف منك.

ondan nefret ediyorsun, çünkü o Goldwater'a oy verdi.
أنت تكرهه فحسب لأنه صوّت لرئاسة (قولدواتر).

Sen de ondan nefret ediyorsun. Ve neden biliyor musun?
أنت تكرهها أيضاً وهل تعرف لماذا ؟

- Ve sen ondan nefret ediyorsun.
أعرف أنك فعلت ، و كما قلت - و أنت تكرهينه -

- O piç kurusu seni kullandı. - Vaktimiz yok. ondan nefret ediyorsun.
هذا الحقير استغلك أنتِ تكرهينه

Gerçek bir erkek gibi yazdığı için ondan nefret ediyorsun.
إنك تكرهينه فقط لأنه كتب كرجل حقيقي

Lina, ondan nefret ediyorsun.
لينا، انت تكرهينه.

Bu yüzden ondan nefret ediyorsun.
ولذلك فأنت تكرهينه أنت تكرهينه تشارلز!

Ayrıca hepsini geçtim, ondan nefret ediyorsun.
ولاننسى أنك تكرهينه

Yaptıklarından dolayı ondan nefret ediyorsun ama içinde bir yerde, onu seviyorsun...
أنتِ تكرهينها لِمَا فعلته بكِ،ولكن في أعماقك ،أنتِ تُحبينها.

Hem sana ne, ondan nefret ediyorsun sanıyordum.
لما تهتمين، أعتقد بأنكِ تكرهينها

Evet var. ondan nefret ediyorsun.
نعم عليكِ فعل هذا إنت تكرهينها

ondan nefret ediyorsun, çünkü anneme aşık.
أنت تكرهه لأنه يحب أمي

ondan nefret ediyorsun.
أنت تكرهه

ondan nefret ediyorsun.
تكرهها, تفكر بأنها كانت ميتة حتى الان.

Bir an ondan nefret ediyorsun, hemen ardından özlüyorsun.
تكرهها لحظة وتشتاق لها في التالية

Ama yine de ondan nefret ediyorsun.
أجل و لكنك تكرهها على أية حال