Onları davet etme, David. Kravat bile takmayacaklar. | Open Subtitles | لا تقم بدعوتهم يا (ديفيد), إنهم لن يرتدوا ربطة عنق |
Onları davet eden bendim. | Open Subtitles | أنا من قمت بدعوتهم. |
Eğer rahatsız oluyorsan... biz Onları davet edelim, ızgarayı da sen yaparsın. | Open Subtitles | اذا ازعجتك لهذه الدرجة ... يمكننا ان ندعوهم لدينا. و انت قم بالشواء. |
Hala, neden Bayan Sharp'a armağan olarak Onları davet etmiyoruz? | Open Subtitles | يا عمتي، لمَ لا نخدم آنسة "شارب" - و ندعوهم ليأتوا إلينا؟ |
Onları davet etmek komşuluk gereğidir. | Open Subtitles | هلى العموم, دعوتهم تدل على العلاقة الودية بين الجيران |
Eğer Onları davet edersem ve gelmezlerse benden nefret ettikleri için mi? | Open Subtitles | ماذا إذا دعوتهم ولم يأتوا, هل هذا بسبب أنهم يكرهوننى؟ |
- Onları davet ettiğine inanamıyorum. | Open Subtitles | لا اصدق انها قامت بدعوتهم |
Onları davet eden Woodes Rogers'du. | Open Subtitles | منذ أن (وودز روجرز) هو الشخص الذي قام بدعوتهم للمجيء |
Neden Onları davet ettin? | Open Subtitles | -لماذا قمتِ بدعوتهم ؟ |
Bir tartışmaya Onları davet edeceğiz. | Open Subtitles | سوف ندعوهم للنقاش |
Anne, yarın bize gelip birlikte takı yapmaları için Onları davet edebilir miyim? | Open Subtitles | أماه، أيمكنني دعوتهم ليحضروا غداً و يقومون بصناعة الإكسسوارات معنا ؟ |
Şimdiki doğumgünü partime Onları davet edeceğim. | Open Subtitles | سوف يكون عليّ دعوتهم إلى حفلة عيد ميلادي الآن. |
Bir doktor olarak bence Onları davet edip, barış için hediye alışverişi yapmalısınız. | Open Subtitles | حسناً، كطبيب في موقف جيد، من رأيي أنه يجب عليكم دعوتهم هنا وعرض معاهدة سلام. |