Bir arkadaşım onları görmüş. Onu sorgulamışlar. | Open Subtitles | لقد رآهم صديق لى, وقد استجوبوه أى صديق هذا ؟ |
Belki Bill onları görmüş ve diğer polisleri aramıştır. | Open Subtitles | لربما بيل رآهم واتصل بالضابط الآخر للابلاغ عني |
Kitabı, benim gibi başkası da onları görmüş mü diye bulmak için yazdım. | Open Subtitles | ألّفت الكتاب سعياً لإكتشاف ما إذا كان هناك شخص آخر مثلي رآهم من قبل. |
Yani...? Fotoğrafçım dün gece onları görmüş, İşçi Partisi'nin grup salonunda. | Open Subtitles | شاهدهم المصور امس بعد اجتماع حزب العمال |
Bayan Claudine onları görmüş. Bu yüzden General Campion'un haberi olmuş. | Open Subtitles | السيدة كلودين رأتهم , كذلك الجنرال كامبيون |
Pancho, Pikes'tan dönerken onları görmüş. | Open Subtitles | "بانشو" رآهم ، كان عائدا من بايك |
onları görmüş ya da konuşmuş olabilecek herkesi sorguluyoruz. | Open Subtitles | إننا نقابل أي شخص ربّما رآهم . |
Sen içerde salaklık ederken, Benjamin kapının önünde onları görmüş. | Open Subtitles | بينما كنت تجادلهم هناك بحمق تام رآهم (بنجامين) من الباب يا إلاهى ، و أى طريق سلكوه ؟ |
Biri onları görmüş olmalı. | Open Subtitles | لابد و أن شخص ما قد رآهم |
Bay Danforth onları görmüş. | Open Subtitles | السيد (دانفورث) رآهم |
Bir tanık varışa yirmi dakika kala onları görmüş. | Open Subtitles | رأتهم شاهدة عيان يخرجون قبل 20 دقيقة من الوصول. |
Kadın onları görmüş. Kimliklerini tespit edebilirmiş. | Open Subtitles | وكانت قد رأتهم وإستطاعت أن تميزهم |