Birilerinin onları takip etmesini istiyor gibi davrandılar. | Open Subtitles | تصرفاتهم تدل على انهم يريدون احدا اللحاق بهم |
Uyduların onları takip edebileceğini söyle bana. | Open Subtitles | بشرني بأن قمركم الصناعي استطاع اللحاق بهم |
Zaten onu bekledi. Gece onları takip edemeyiz. | Open Subtitles | وهذا ما كان ينتظره لا يمكننا تعقبهم ليلآ. |
Bir düzineye yakını kaçtı ve onları takip ettik. Dışarda bir yerde dolandıklarını mı söylüyorsun? | Open Subtitles | هرب 12 منهم تقريباً لكننا تعقبناهم |
onları takip ettiğinden şüphelendiklerini sanıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنهما يشكان بأنك تتبعهما |
Nihayet onları takip ediyorum, efendim! | Open Subtitles | . أنا أخيراً أطاردهم ، سيدي |
- Şafakla beraber onları takip etmeliyiz. - Takip edersek bizi öldürürler. | Open Subtitles | ـ عند شروق الشمس، يَجِبُ أَنْ نلحق بهم ـ هم سَيَقْتلونَنا إذا لحقنا بهم |
Öyleyse gemim ve ben onları takip etmeniz için emrinize amadedir. | Open Subtitles | أعرض عليكم سفينتي و خدماتي لمساعدتكم على اللحاق بهم |
Su aygırı gibi olmasaydım onları takip edebilirdim. | Open Subtitles | كان بإمكاني اللحاق بهم لو لم اكن حبلى |
onları takip etmeye çalıştım ama Freddie peşindekileri atlatmakta tam bir usta. | Open Subtitles | حاولت اللحاق بهم ولكن (فريدي) ماهر في الفرار |
- onları takip etmeliyiz. - Evet. | Open Subtitles | - الآن علينا اللحاق بهم |
Sınıra kadar onları takip et. Beni orada bekle. | Open Subtitles | تعقبهم حتى الحدود وانتظرنى هناك ، لن أتأخر كثيراً. |
Konvansiyonel olarak bir %20 de onları takip ederek sağladık. | Open Subtitles | و سجلنا 20 بالمائة من المحادثة اثناء تعقبهم |
Ve sonra onları takip edip öldürebileyim diye Marti'ye çıktığın kızların isimlerini sordum. | Open Subtitles | ثم سألت مارتي عن البنات التي صاحبتهن لذا يمكن تعقبهم وقتلهم |
- onları takip ettiğini biliyorum! | Open Subtitles | أنا متأكدة أنك تتبعهما |
onları takip ediyordum. | Open Subtitles | أجل، فقد كنتُ أطاردهم. |
Nerede zengin çocuklar varsa, pahalı bisikletler ve bisikletleri araklamak isteyen keşler olur, biz onları takip ederiz. | Open Subtitles | هناك دراجات ثمينة والمدمنون يتطلعون لأخذها ونحن نلحق بهم |
Sardalyeler kuzeye giderken büyük bir yırtıcı hayvan kafilesi onları takip eder. | Open Subtitles | وبينما تسافر أسماك السردين شمالاً، نجد فوجا كاملا من المفترسين يتبعهم. |
Burası gizli bir yer. İlk kavgadan sonra onları takip ettim. | Open Subtitles | هذا مكان اختبائهم، بعد مشكلتي الأولى معهم لحقت بهم |
Öteki dünyada onları takip etmenin? | Open Subtitles | لنتبعهم خارج هذا العالم إلى الحياة الأخرى ؟ |
Miktarı oldukça şaşırtıcıydı. onları takip edebilmem olası gibi değildi. | Open Subtitles | الكمية كانت تتمايل كثيراً، من غير المحتمل، لهذا، إنني تبعتهم. |