Billie, eğer yanılıyorsam, söz verdiğim gibi Onları yalnız bırakacağız. | Open Subtitles | بيلي ، إن كنتُ مخطئة ، سنغادر وندعهم وشأنهم ، أعدكِ |
Onları yalnız bırak. | Open Subtitles | أنا أعني ذلك، الآن، اتركيهم وشأنهم |
Suratıma bir tokat yemiştim, okuduğum: Schumacher tarafından yazılmış: "Small is Beautiful"u (Küçük Güzeldir) okurken ve diyor ki: "ekonomik gelişmede her şeyden önce, eğer insanlar onlara yardımcı olunmasını istemezse, Onları yalnız bırakın" | TED | تلقيت صفعة على الوجه من خلال قراءة لكتاب، وهو كتاب "كل صغير جميل"، لكاتبه شوماخر، الذي قال: قبل كل شئ، في مجال التنمية الإقتصادية، إن لم يرغب الناس بالمساعدة، دعهم وشأنهم. |
ama Onları yalnız bırakmayacaksın. | Open Subtitles | لكنك لن تتركينهم وشأنهم |
- Onları yalnız bırak! Bu davayı bırak! | Open Subtitles | دعهم وشأنهم، دعهم وشأنهم |
Derdin nedir? Onları yalnız bırakın! | Open Subtitles | اترك الملعونين وشأنهم |
Onları yalnız bırak demiştim. | Open Subtitles | حذرتكِ بأن تتركيهم وشأنهم |
Onları yalnız bırak. | Open Subtitles | ما عدا أن تتركيهم وشأنهم |
Joy, bana güven. Sadece Onları yalnız bırak. | Open Subtitles | جوي ) , ثقي بي ) دعيهم وشأنهم فحسب |
Onları yalnız bırakın. | Open Subtitles | اتركيهم وشأنهم |
Onları... yalnız... bırakın. | Open Subtitles | اتركيهم وشأنهم |
- Onları yalnız bırak, lütfen. | Open Subtitles | -اتركهم وشأنهم . |