Onlar gelene kadar kaleyi savunmak için... elinizden geleni yapmak zorundasınız. | Open Subtitles | لابدأنتبذولواأقصىمالديكم ، اصمدوا حتى يصلوا إليكم |
Onlar gelene kadar kimsenin içeri girmesine izin verme. | Open Subtitles | رجالنا في الطريق إليك حتى يصلوا إليك ، لا تسمح لأى شخص بالدخول |
Onlar gelene kadar onunla ilgilenmeye devam edin. | Open Subtitles | يجب أن أن نبقيه حياً حتى يصلوا |
Bu gediği stabil hale getirdiğimize göre Onlar gelene kadar kapatmıyoruz. | Open Subtitles | بعد كل ما فعلناه لتثبيت الثغرة لن نغلقها حتى يعودون |
Bu gediği stabil hale getirdiğimize göre Onlar gelene kadar kapatmıyoruz. | Open Subtitles | بعد كل ما فعلناه لتثبيت الثغرة لن نغلقها حتى يعودون |
Biraz kan kaybettim ama Onlar gelene kadar kan kaybından ölmem. | Open Subtitles | لقد فقدت بعض الدماء، لكن لا أعتقد أني سأفقد الكثير قبل أن يصلوا إلى هنا |
Beni dinle tamam mı, polisi araman gerek... sonra Onlar gelene kadar saklan. | Open Subtitles | اسمعنى .حسنا يجب أن نتصل بالشرطة وأختبئ هنا حتى يأتوا |
Onlar gelene kadar birinin tetikte beklemesi gerekiyor. | Open Subtitles | نحتاج شخص ما على الأرض هنا حتى يصلوا |
Onlar gelene kadar telefonda seninle kalacağım. | Open Subtitles | سأبقى على الخط معك حتى يصلوا إليك |
Onlar gelene kadar yerinizde kalın. | Open Subtitles | إبقى مكانك حتى يصلوا إلى هناك. |
Onlar gelene kadar hiçbir şey yapmayacağız. | Open Subtitles | لن نتصرف بأي شكل حتى يصلوا لهنا |
Onlar gelene kadar devam ettirmemiz gerek sadece. | Open Subtitles | علينا الإحتماء هنا فحسب حتى يصلوا |
Ve Onlar gelene kadar da oradan ayrılma. | Open Subtitles | و لا تتحرك حتى يصلوا هنا |
Onlar gelene kadar bekleyeceğiz. | Open Subtitles | سننتظر حتى يعودون |
Saklanacak bir yer bulacağız ve Onlar gelene kadar saklanacağız. | Open Subtitles | إذًا، يجب أن نجد مكان للأختباء إلى أن يصلوا إلى هنا. |
Onlar gelene kadar sorun yok. Ama sonra gözün üstünde olsun. | Open Subtitles | يمكنك أن تتركه حتى يأتوا لكن بعد ذلك لا |