| Hiç kimse bana tangırcı diyemez! Eğer onlara iyi olmadığını söylersen onlara bunu söyleyecek bir kişi daha var. | Open Subtitles | إن أخبرتهم أنّهم ليسوا جيدين فأنتَ شخصٌ إضافي يقول لهم ذلك |
| onlara bunu uygun kâr miktarıyla sağlıyorum. | Open Subtitles | أوفّر لهم ذلك مقابل ربح مناسب. |
| onlara bunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | أنا سأقول لهم ذلك. |
| Beni onlara bunu açıklamak zorunda bırakma. | Open Subtitles | لا تجعلنى أشرح هذا لهم |
| Bu o. onlara bunu o yapıyor. | Open Subtitles | انها هي, انها تفعل هذا لهم |
| onlara bunu yapan bize de yapabilir. | Open Subtitles | مهما كان الشيء الذي فعل هذا بهم قد يفعل بنا المثل |
| onlara bunu daima söylemelisin. Parasını ödediğin zaman bile. | Open Subtitles | لا بد أن تقول لهن ذلك دائما، حتى وإن كنت تدفع لمضاجعتهن |
| onlara bunu borçluyum. | Open Subtitles | أنا مدين لهم ذلك. |
| Söyle onlara bunu. | Open Subtitles | نقول لهم ذلك. |
| Andy, onlara bunu yapmak zorunda değilsin. | Open Subtitles | أندي" ، لايجب عليك ان تفعل هذا لهم " |
| Yarın şafak vakti... onlara bunu bildireceksin. | Open Subtitles | غداً عند الفجر، ستعلن هذا لهم |
| onlara bunu tekrar yapamam. | Open Subtitles | لايُمكنني أن أفعل هذا بهم مُجدداً. |
| onlara bunu yapmaya hakkın yok. | Open Subtitles | ليس لديك الحق في فعل هذا بهم |
| onlara bunu söyleriz ve sonra da sayılarımız büyüyor mu, görürüz. | Open Subtitles | -نقول لهن ذلك . ومن ثمّ نرى ما إذا تزايدت أرقامنا. |