"onu aradığını" - Translation from Turkish to Arabic

• يبحث عنها
• يبحث عنه
• يبحثون عنه
• تبحث عنه
• تبحث عنها
• تبحثين عنها
• يبحثون عنها
• اتصلت بها

Adele, Penny'yi şimdi arayıp biyolojik babasının onu aradığını söylemeye ne dersin?
ما رأيك الان ان نتصل بـ"بيني" ونخبرها ان والدها الاصلي يبحث عنها

Ama hafızanız yerine gelirse, eski bir dostunun onu aradığını söyleyin tamam mı?
لكن إن أستعدتم ذاكرتكم أخبروه أن صديق قديم يبحث عنه ، حسناً ؟

İstilacıların onu aradığını söyledi. Bizden de çocuğa göz kulak olmamızı istedi.
قال أنّ الغزاة يبحثون عنه لكنّه أرادنا أنْ نرعى الفتى.

onu aradığını ona sorarsın. Sana ne getireyim?
يمكنك أن تبحث عنه ماذا أستطيع تقديمه لك ؟

Karşılaşırsak, onu aradığını söylerim ona.
وإذا اصطدمت بها سأخبرها بأنك تبحث عنها

Sadece sisteme girmek için kaydoldu çünkü onu aradığını biliyordu.
لقد أنضمت فقط لـدخل الشبكة لأنها علمت بأنكِ تبحثين عنها

Ona Lloyd'un ve babasının onu aradığını söyle.
عندما تراها قل لها ان لويد واباها يبحثون عنها

onu aradığını biliyorum Norman ve bunun için kızmıyorum sana.
أعلم أنك اتصلت بها يا (نورمان) ولست غاضباً من ذلك

Bana Meimei ile Moudan'ın aynı kız olduğunu ve onu aradığını söyledi.
أخبرني بأن ،ميمي هي ماودان الفتاة التي كان يبحث عنها

Bakın eğer onu görürseniz, lan Wallace'ın onu aradığını söyler misiniz?
إذا تصادف و رأيتيها هل من الممكن أن تبلغيها أن إيان والاس يبحث عنها ؟

...herkesin onu aradığını ve yakında eve döneceğini anlattım.
و ان الجميع يبحث عنها و انها ستكون فى المنزل قريبا

Liseden eski bir dostunun onu aradığını söyle.
أخبره أن صديقه في المدرسة الثانوية يبحث عنه

Eyaletteki tüm polislerin onu aradığını biliyor.
يعرف أن كل رجال الشرطة في الولاية يبحثون عنه.

Sahte pasaportu hazırlayan adamla konuştum. onu aradığını biliyorum.
لقد تحدثت مع مزور الجواز أنا أعلم أنك تبحث عنه

Polislerin onu aradığını biliyordum. Paniğe kapıldım.
عرفت ان الشرطه تبحث عنه ، فخفت

Oh, ve onu bulduğun zaman, Dr. Torres'in onu aradığını söyle ona.
, و عندما تراها أخبرها ان الطبيبة (توريس) تبحث عنها

Eğer parayı bulmamıza yardım edersen, Brooke'un onu aradığını ispatlarız ve cinayet sebebi oluşturabiliriz.
إن ساعدتنا بالعثور على النقود فسنثبت بأنّ (بروك) كانت تبحث عنها و نثبت الدافع وراء الجريمة

onu aradığını bile bilmiyordum.
أترين؟ لم أكن أعلم حتى أنكِ كنتِ تبحثين عنها.

onu aradığını biliyor işte o yüzden onu asla, ama asla bulamayacaksın.
انها تعرف أنك كنت تبحثين عنها و ذلك هو السبب أنك لن تجديها أبداً

Onu gördüğünde Lloyd'un ve babasının onu aradığını söyle.
عندما تراها قل لها ان لويد واباها يبحثون عنها

- Pek çok kişinin onu aradığını söylüyor.
يقول لها أن كثير من الناس يبحثون عنها

onu aradığını sanıyordum.
ظننت أنك اتصلت بها