-Baba, onu bıçakladım. -Sydney. -Mecburdum. | Open Subtitles | أبي ، لقد طعنته بنفسي كان يجب ان أفعل هذا |
Kendimi korumak için onu bıçakladım ve sonra da panikledim. | Open Subtitles | الرجل كان وحشاً لقد طعنته دفاعاً عن النفس |
Ama ben oğluma verdiğim sözü tutamadım onun yerine cezasını kendim verdim. onu bıçakladım. | Open Subtitles | ولكني نذرتُ عهدًا إلى إبني وبدلًا من أن أحصل على عقابي، لقد طعنته |
onu bıçakladım, ...tekrar tekrar, sonra ona baktım ve o hareket etmiyorlardı etmiyordu hiçbir zaman. | Open Subtitles | -قمت بذلك، طعنتها |
onu bıçakladım. | Open Subtitles | أنا طعنتها |
onu bıçakladım. | Open Subtitles | أنا طعنه. |
Bir adamı bıçakladım. Kendi ellerimle onu bıçakladım. | Open Subtitles | طعنت رجل بيدي، طعنته |
onu bıçakladım ve kaçtı. Hadi. | Open Subtitles | طعنته وولى هارباً هيا بنا |
Powell'ın karşına çıktım. Silah çekti. Kavga ettik, onu bıçakladım. | Open Subtitles | واجهت (باول)، وسحب سلاحا، وتعاركنا ثمّ طعنته. |
onu bıçakladım ve öldü. | Open Subtitles | لقد طعنته فقد مات |
Savaştık, ve ben onu bıçakladım. | Open Subtitles | تقاتلنا، وأنا طعنته |
Ben de onu bıçakladım. | Open Subtitles | لذا طعنته |
Dediğiniz gibi onu bıçakladım. | Open Subtitles | طعنته كما تقول |
onu bıçakladım ve çığlık attı. | Open Subtitles | طعنتها وصرخت |