Listeyi olası kurbanlara kadar daraltabilirsek bir sonraki hamlesinde onu bekliyor olabiliriz. | Open Subtitles | ان استطعنا تضييق النطاق للائحة الضحايا المحتملين فنكون نحن بانتظاره |
Bütün gün evde onu bekliyor | Open Subtitles | تنتظر بالمنزل طوال اليوم بانتظاره |
"karanlık her zaman ondan önce ulaşmış ve onu bekliyor olur." | Open Subtitles | فهو يجد الظلام قد وصل قبله دائما و ينتظره |
Ve şimdi tanrılar onu alacak. Dünyadaki diğer lokantalar onu bekliyor. | Open Subtitles | والأن الرب سوف يأخذه. باقي العالم ينتظره. |
Yanık ünitesi onu bekliyor. | Open Subtitles | وحدة الحروق تنتظره ، وسأُقابلكم في غرفة العمليات |
Ve oraya gideceği zaman geldiğinde de, orada onu bekliyor olacağız. | Open Subtitles | وعندما يأتي الوقت الذي سيصل به إلى المكان سنكون في انتظاره |
Ve orada bir erkek onu bekliyor. | Open Subtitles | وهناك ينتظرها الذكـر |
Bir de o ajanlar, akbabalar onu bekliyor. | Open Subtitles | لا يمكنني فعل ذلك وعملاء المباحث أولئك، أولئك المفترسون ينتظرونه |
Hizmetkârlarının onu bekliyor olmasını sağlamak için gerekeni yapacağım. | Open Subtitles | سأتأكد من ان خدمها سيكونون بانتظارها |
Bir daha geldiğinde onu bekliyor olacağız. | Open Subtitles | المرة القادمة سنكون بانتظاره هنا |
- Burada yaşıyor ama. Döndüğünde onu bekliyor olacağım. | Open Subtitles | لكنّه يقيم هنا سيعود، و سأكون بانتظاره |
Hapishanede güzel bir hücre onu bekliyor. | Open Subtitles | هناك زنزانة لطيفة بانتظاره "في سجن "جوليت |
Eminim bir şeyler yapacak ve ben de onu bekliyor olacağım. | Open Subtitles | سيفعل شيئا آخر انا بانتظاره |
Söyle oğlu ofiste onu bekliyor eve dönerken pizza ısmarlasın. | Open Subtitles | أخبريه بان أبنه ينتظره فى المكتب ويحتاج الى بعض من البيتزا قبل ان يذهب الى المنزل؟ |
Aşağıda Mortimer'ın bir arkadaşı onu bekliyor. | Open Subtitles | . يوجد صديق لمورتيمر بالأسفل ينتظره |
Wow. Mosca'nın babası bir adada onu bekliyor. | Open Subtitles | والد "موسكا" ينتظره على الجزيره |
Kral onu bekliyor. | Open Subtitles | الملك ينتظره هناك |
Bugünkü büyük işin üstesinden gelmek için tek başına onu bekliyor. | Open Subtitles | لقد كانت تنتظره وحيدة كي يجلب الجائزة الكبرى |
Ordusundan kalan, Rufio, oğlum ve ben tüm Mısır onu bekliyor. | Open Subtitles | الذى ترك جيشه, و روفيو ,و ولدى, و انا -ان مصر كلها تنتظره |
O hala onu bekliyor. | Open Subtitles | لقد جنت تماما فهي مازالت تنتظره |
Ve oraya gideceği zaman geldiğinde de, orada onu bekliyor olacağız. | Open Subtitles | عندما يأتي الوقت الذي سيصل به إلى هناك سنكون في انتظاره |
Söz verdiğimiz tıbbi yardım ve garanti onu bekliyor. | Open Subtitles | الرعاية الطبية التي وعدناه بها والضمان في انتظاره |
Katilimiz onu bekliyor. - Hedef kim? | Open Subtitles | قاتلنا ينتظرها من هو الهدف؟ |
Babası onu bekliyor. | Open Subtitles | والدها ينتظرها الآن |
Güvenli bir odada sıkışıp kaldı ve dışarıda dört ajan onu bekliyor. | Open Subtitles | "إنه محاصر في خزنة، وأربعة من رجال "الشعبة" ينتظرونه خارجها" |
Ama müşterileri sadece onu bekliyor. | Open Subtitles | لكن عملائها بانتظارها هى فقط |