"onu bulacağım" - Translation from Turkish to Arabic

• سأجده
• سأجدها
• سأعثر عليه
• سوف أجدها
• سوف أجده
• سأعثر عليها
• سوف أعثر عليه
• سأبحث عنها
• للبحث عنها
• لإيجادها
• سوف أعثر عليها
• لأعثر عليه
• للعثور عليه
• سوف اجده
• أنا سَأَجِدُه

Taktığım bileziğin büyüsü gitse bile Onu bulacağım ve hislerimden bahsedeceğim.
حتّى بعد زوال السحر عن هذا السوار سأجده و أخبره بشعوري

Merak etmeyin, eğer sağ ise Onu bulacağım.
لا تقلق إن كان حياً سأجده أن يكون حياً ليست بمشكلتنا

Burada ne oluyor bilmiyorum ama o kız hâlâ buradaysa, Onu bulacağım...
أنظرن، لا أعرف ما يحدث هنا، لكن إذا الفتاة مازالت هنا، سأجدها

- Onu bulacağım.
له أي شخص أعلمك , هذا الشغل ليس سهل. سأجدها.

Eğer yaşıyorsa, Onu bulacağım Sayın Piskopos.
إنْ كان فى الخارج هناك، نيافتك. سأعثر عليه.

Eğer ufacıkta olsa bunu kanıtlayan bir iz varsa, Onu bulacağım ve sen bana ne yaptığınızı anlatacaksın.
لو أن هناك نقطة تراب تثبت ذلك سوف أجدها وسوف تحاسب على ما فعلت

Onu bulacağım. Yön duyum iyidir.
سوف أجده عندي حاسة جيدة بالنسبة للإتجاهات

Yapacağım en son şey dahi olsa da Onu bulacağım.
سأعثر عليها حتى لو كان هذا آخر عمل في حياتي

Çenesini tutamayan bir var, ve ben Onu bulacağım.
شخص ما هنا لا يستطيع أن يكف عن الثرثرة , ولكنى سأجده

Orada bir yerde. Arkadaşlarımı incitiyor. Onu bulacağım.
إنه هناك بالخارج , ويؤذي أصدقائي , سأجده

Her kimse Onu bulacağım.
. ايا كان هو . أنا سأجده وأنا يمكننى أن أنظر فى كل مكان ما عدا مكان واحد

Eğer bi dönüş yolu varsa, söz veriyorum Onu bulacağım.
إن كان هنالك طريق للعودة, أعدكم أنني سأجده

100 yıl beklemek zorunda kalsam da Onu bulacağım.
حتى إذا كان علي الانتظار لمائة سنة سأجده

Hâlâ hayatta olduğuna dair bir ihtimal varsa Onu bulacağım.
اذا كانت هناك أي فرصة أنها مازالت على قيد الحياة سأجدها

Bu davadaki evrak işi biraz fazla. Bilirsin sanırım karıştırmışım. Her neyse Onu bulacağım.
إنه فقط ما يتعلق بالعمل الكتابي في القضية، كما تعلمين، الأشياء تصبح مختلطة، لكنني سأجدها.

Evet, Onu bulacağım. Küçük psikopatın biraz canını yakacağım.
نعم سأجدها وأعدك أن هذه المجنونة الصغيرة ستعاني

Bilmenizi istiyorum ki Onu bulacağım ve yaptıklarını ödeyecek.
أريدك أن تعلمي أنني سأعثر عليه وسوف يدفع ثمن هذا

Gidin siz, gidin. Ben Onu bulacağım. Onu bulacağım.
اذهبا، اذهبا، سأعثر عليه سأجده يا سيّدتي

Galveston'a döndüğümde, Onu bulacağım.
سأقلب جالفستون رأسا على عقب سوف أجدها

Benim parlak zırhlı şövalyem dışarılarda bir yerde... ve ben Onu bulacağım.
فارسي هناك في مكان ما يرتدي درعة المشرق و سوف أجده

Onu bulacağım. Eğer yoluma çıkarsan seni öldürürüm. Anladın mı?
سأعثر عليها وإن اعترضتِ طريقي، سأقتلكِ، أتفهمين؟

6 ay sürebilir, bir veya iki yıl yine de Onu bulacağım.
قد يستغرق الأمر نصف عام, أو عاماً أو عامين لكنني سوف أعثر عليه.

Onu bulacağım ve görünenden daha kötü haldeyse onu eve gelmeye ikna edeceğim.
سأبحث عنها ولو كان بهذا البؤس الذى تخفيه سأقنعها بالعودة

Onu daha yakından tanımak istiyorum o yüzden gidip Onu bulacağım.
حسناً، علي أن أذهب لأتعرّف عليها أكثر، لِذا سأذهب للبحث عنها.

Fakat şimdi küçük Sally'im İran'da esir ve gidip Onu bulacağım.
وعليّ الذهاب لإيجادها

Onu bulacağım, baştan çıkaracağım ve onunla, hassas ama bir o kadar da kuvvetli bir şekilde seks yapacağım.
سوف أعثر عليها وأقوم بإغوائها و أمارس معها الجنس بشدة

Zehirli denizi bile geçmem gerekse, Onu bulacağım.
أذا اضطررت لعبور البحر السام فسوف أفعل لأعثر عليه

Artık canlı olduğuna göre Onu bulacağım.
والآن بعد أن كان حيا، وانا ذاهب للعثور عليه.

Senin için Onu bulacağım, onu uyandıracağım.
سوف اجده من اجلك ، يجب ان اوقظها

Onu bulacağım.
أنا سَأَجِدُه