Beni öldürmen onu durdurmaz ama bir şeyler biliyorum. | Open Subtitles | إن قتلك إياي لن يوقفه عما يفعل، ولكنني أعلم أشياءاً عنه. |
İsterse Reginald Donner'ın yanına gidebilir ve kimse de onu durdurmaz. | Open Subtitles | (آل)، يُمكن أن يدخل مُباشرة إلى (ريجنالد دونر) ولن يوقفه أحد. |
Eğer Edward onu durdurmaz ise, sen durdurmalısın. | Open Subtitles | (الآن، إذا لم يوقفه (إدوارد، فعليك ذلك حيئذ. |
- Parayı sevdiğini söyledin. - Bu onu durdurmaz. | Open Subtitles | لقد قلت أنه يحب المال - ذلك لن يوقفه - |
- Onun gibi bir şey. - Bu onu durdurmaz ki. | Open Subtitles | شئ كهذا - هذا لن يوقفه - |
Folsom cezaevinde. Bu onu durdurmaz. | Open Subtitles | "فولسوم" هذا لن يوقفه |
Ölmesi onu durdurmaz. | Open Subtitles | لن يوقفه |
Bu onu durdurmaz ki. | Open Subtitles | هذا لن يوقفه. |