Onu görünce, güvende olduğunu bilir, rahatlardım. | Open Subtitles | عندما رأيته شعرت بإرتياح بمعرفة أنه بأمان |
Onu görünce kaçtın. Kasetlerden haberi var mı? | Open Subtitles | هربت عندما رأيته ، هل يعرف بشأن الأشرطة ؟ |
Nick, Onu görünce benim adıma şöyle söylediğimi söyle... | Open Subtitles | عندما تراه المرة القادمة أخبره بهذا نيابة عني أنني أقول .. |
Onu görünce derinden sarsıldım. | Open Subtitles | مصدومة من أعماقي عندما رأيتها |
Onu görünce tanıyacağını biliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنكِ تعرفين عندما رأيتِه . ماذا ؟ |
Onu görünce korkmanı istemedim. | Open Subtitles | لا أريدك أن تفزع عند رؤيته. |
Yarın Onu görünce verebileceğini söyledi. | Open Subtitles | قال إن بامكانك أن تدفعي له عندما ترينه غداً. |
Onu görünce ilk aklıma gelen buydu. | Open Subtitles | هذا أول شئ ظننت به عندما رأيته |
' Onu görünce... | Open Subtitles | عندما رأيته شعرت بشيء |
Waldorf-Astoria'da kalıyorum. Onu görünce, beni arayın. | Open Subtitles | أقيم في والدورف-أستوريا عندما تراه, إتصل بي |
Onu görünce, tetiği çekmeni istiyorum göğüsüne üç kurşun istiyorum. | Open Subtitles | - اريدكَ - أن تسحبَ الزنادَ عندما تراه اريد ثلاثَ طلقاتٍ في منتصف الصدر |
Onu görünce seslen. | Open Subtitles | أرفع صوتك عندما تراه |
Onu görünce çıldırdım. İteledim. | Open Subtitles | لا ، عندما رأيتها إرتعشت |
Onu görünce bakakaldım. | Open Subtitles | شتت تفكيري عندما رأيتها |
Sonra Onu görünce... | Open Subtitles | عندما رأيتها |
Onu görünce ne hale geleceksin? | Open Subtitles | ماذا سيحل بك عند رؤيته ؟ |
- Onu görünce vur. - Efendim! | Open Subtitles | أطلق النار عليه عند رؤيته - سيدي - |
Güzel, Onu görünce söyle bugünün mesaisini ekmek kabul edilemez bir şeydi. | Open Subtitles | إذن أخبريه عندما ترينه التهاون عن نوبة يوم أمر غير مقبول |