Onu gördüğümde bağırdım. Kaçırdığıma inanamıyordum. | Open Subtitles | انا ناديت عليه عندما رأيته ولم اصدق انه لم يسمعنى |
Evet, öyle olmalı, çünkü kurban raylarda yatıyordu ve Onu gördüğümde seninkinin arkasındaki trendeydim. | Open Subtitles | نعم، كان ل، لأن الضحية كان يكذب عبر المسارات، وأنا كان يركب القطار وراء لك عندما رأيته. |
Onu gördüğümde üstüne atlayacaktım. Kaç adam karılarını hala arzuluyor sanıyorsun.. | Open Subtitles | عندما رأيتها ظننت بأنني سأضاجعها حالاً أتعرفين كم من المتزوجين يرون ذلك خلال زوجاتهم؟ |
Onu gördüğümde ne hissettiğimi bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | أتعلم ماذا ؟ انت لا تعرف ما شعرت بة عندما رأيتها |
- Yerini bulamıyoruz. - Onu gördüğümde tebrik ederim. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نحدد موقعها سوف اهنأئها على هذا عندما أراها |
Onu gördüğümde ona koca bir öpücük vereceğim. | Open Subtitles | وأنا أدين لهذا الولد بقبله كبيره عندما أراه |
Onu gördüğümde, arabandaki adam olduğunu anımsadım. | Open Subtitles | عندما رأيته عرفته فهو كالرجل الذي كان بجوارك بالسيارة |
Onu gördüğümde de tartıştık. | Open Subtitles | لذا , نعم, عندما رأيته بعدها, لقد بدأنا بالشجار. |
Biliyorum. Biliyorum. Onu gördüğümde inanamadım. | Open Subtitles | أنا أعلم، أنا أعلم لم أستطع التصديق عندما رأيته |
Onu gördüğümde neredeyse ölüydüm. Oraya öyle gittim. | Open Subtitles | لقد كنت تقريباً ميت عندما رأيته, هذه هي الطريقة الوحيدة للذهاب إلي هُناك |
Onu gördüğümde kayıt odasından çıkıyordu. | Open Subtitles | عندما رأيتها, كانت خارجة من غرفة السجلات |
Hayır. Onu gördüğümde gerçek bir evdeydi. | Open Subtitles | كلا ، كانت في المنزل الحقيقي عندما رأيتها |
Şikayetçi değil ama Onu gördüğümde çok üzüldüm o karnına rağmen çok zayıf. | Open Subtitles | لا تتذمر لكنني شعرت بضيق شديد عندما رأيتها هناك نحيفة للغاية بتلك البطن المنتفخة |
Onun imzası var, fakat Onu gördüğümde suratına fırlatmak istiyorum, ve oğluma da gidemiyorum. | Open Subtitles | لدي الحقوق، لكني على وشك أن أرميها بوجهها عندما أراها ولا أستطيع الذهاب إلى أبني |
Dinle, eğer mevzu buysa, telefonu bana bırakabilirsin ben de Onu gördüğümde veririm. | Open Subtitles | حسناً، اسمع، إذا كان الحال هكذا يمكنك ترك الهاتف معي وأنا سوف أعطيهه لها عندما أراها |
Bir daha ki sefer, Onu gördüğümde onu görür görmez.. | Open Subtitles | عندما أراها في المرة القادمة ... مجرد ما أراها |
Onu gördüğümde burnuma kötü kokular gelmediğini mi zannediyorsun? Kallen bize yem atıyor. | Open Subtitles | هل تظن أني لاأستطيع شم رائحة الهراء عندما أراه |
Ama Onu gördüğümde sizi aramasını söylerim. | Open Subtitles | لكن أستطيع أن أخبره بأن يتصل بك عندما أراه مع السلامة |
"O gece televizyonda Onu gördüğümde bunu anladım." | Open Subtitles | "عندما رأيتُه على شاشات التلفاز في تلك الليلة، عرفتُ الأمر." |
Onu gördüğümde kapıyı açmıştı. Tabancaları vardı. | Open Subtitles | حين رأيته يفتح الباب كانا يحملان أسلّحة |
Ne zaman onu düşünsem nefesim kesiliyor ya da Onu gördüğümde kalbim deliye dönüyor. | Open Subtitles | تعلم أنها تنقطع أنفاسي في كل مرة أفكر فيها وعندما أراها يدق قلبي بسرعه |
Onu gördüğümde korkum tarifsiz bir mutluluğa dönüştü. | Open Subtitles | تحولت من الألم إلى السعادة الطاغية عند رؤيته. |