Onu gördüğüme sevinsem de eski sorunları hatırlamama neden oluyor. | Open Subtitles | ورغم ذلك، ما أزال سعيدةً برؤيته وقد بدأ هذا يفتح جروحاً قديمة |
Oryantasyonda Onu gördüğüme bayağı şaşırdım. | Open Subtitles | لكني متفاجئة بشكل شرعي برؤيته في حفل الطلبة الجدد |
Evet. Geldi. Onu gördüğüme çok sevindim. | Open Subtitles | آجل , لقد فعل ولقد سعدت برؤيته |
Saçma geldiğini biliyorum, fakat Onu gördüğüme yemin ederim. | Open Subtitles | أنا اعلم أنه يبدو جنونيا، لكنني أقسم أنني رأيته للتو |
İLginç, çünkü bu sabah Onu gördüğüme yemin edebilirim. Evet. | Open Subtitles | هذا غريب، أكاد أقسم أنني رأيته هذا الصباح |
O geldi. Siz geldiniz. Onu gördüğüme sevindim. | Open Subtitles | هو وصل، وأنت وصلت أنا سعيدة جداً برؤيته |
Onu gördüğüme bu kadar sevineceğimi hiç aklıma gelmezdi.. | Open Subtitles | لم أعتقد أننى سأكون سعيد هكذا برؤيته |
Şaşırmamın nedeni Onu gördüğüme sevinmem oldu. | Open Subtitles | بل كنت مندهشاً من سعادتي برؤيته |
Onu gördüğüme sevindim, o kadar. | Open Subtitles | اصمت أنا مسرورة برؤيته فقط |
- Üzgünüm, Homer. Bana bir Ray-teist demelisin, çünkü Onu gördüğüme inanmıyorum. | Open Subtitles | آسف يا (هومر) ، سمني كافراً بـ(راي) فأنا لا أظن أنني رأيته |
Onu gördüğüme yemin ederim. | Open Subtitles | أقسم أنني رأيته |
Onu gördüğüme eminim. | Open Subtitles | أعلم أنني رأيته |