Kralın hayatının kendisine ait olmadığını söylemiştin ve kaçması gerektiğini hatta onu koruyan adam ölüyor olsa bile. | Open Subtitles | قلت حياة ملك ليست له وقلت بأنه يجب أن يهرب حتى إذا كان الشخص الذي يحميه على وشك ان يموت |
Korktuğunu fakat kapısının önünde onu koruyan bir polisin olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال بأنه خائف لكن كان هناك شرطي على الباب يحميه |
Şimdi aslan, onu koruyan savaşçının ismini alıyor. | Open Subtitles | الآن، الأسد ينال اسم المحارب الذي يحميه. |
onu koruyan babam herkese yatağımın ateş aldığını söylemişti. | Open Subtitles | والدي الذي حماه أخبر الجميع أن فراشي اشتعلت فيه النيران |
Sanki...bir aura gibiydi, onu koruyan bir şey gibi. | Open Subtitles | ،كان مثل.. كان مثل الهالة مثل شيء يحميها |
Ama bu arada, onu koruyan bir yasa yok. | Open Subtitles | وهو أيضاً سيقول بأنه لا يوجد قانون فيدرالي يحميها |
- onu koruyan tek kişi bendim. - Reklamı istemiyordun. | Open Subtitles | ـ أنا كنت الوحيد الذي يحميه ـ إنّك لم تكن تريد الإعلان |
- onu koruyan tek kişi bendim. - Reklamı istemiyordun. | Open Subtitles | ـ أنا كنت الوحيد الذي يحميه ـ إنّك لم تكن تريد الإعلان |
onu koruyan,onu dokunulmaz yapan tek şey, o kılıç. | Open Subtitles | ...الشيء الوحيد الذي يحميه ويجعله مُحصّن، هو ذلك السيف |
Bir başkanlık adayı içeride bir adamı, onu koruyan biri olsun istiyor ki bu şekilde kimse NZT kullandığını öğrenmesin. | Open Subtitles | - مُرشَّحٌ رئاسي يُريد أن يغرس شخصاً بالداخل شخصٌ يحميه |
onu koruyan biri. | Open Subtitles | ؟ شخص ما كان يحميه ؟ |
En iyi arkadaşı... onu koruyan biri. | Open Subtitles | أقرب أصدقاءه الذي يحميه |
onu koruyan bir güvenlik duvarı var. | Open Subtitles | هناك جدار حماية يحميه |
Liv şimdilik güvende de olsa, onu koruyan bir kişi üzerimizde | Open Subtitles | حتى لو كانت ليف بخير الآن، فالشخص الوحيد الذي يمكن أن يحميها |
Hayır. onu koruyan tek şey şansıydı. | Open Subtitles | كلا الشيء الوحيد الذي يحميها هو الحظ |
Bence, kabul etmemesi, bunların karşısında onu koruyan tek şey. Sonsuza kadar böyle kalamaz. | Open Subtitles | أظنّ إنكارها هو ما يحميها من الانهيار |