Bugün ana gemiye sadece hayatımı değiştirmekle kalmayıp, onu kurtaracak da olan ameliyatı olmaya gidiyorum. | Open Subtitles | لذا فأنا متجهٌ اليوم إلى السفينة الأم لأخضع لجراحة لن تغيّر حياتي و حسب، بل ستنقذها |
Ama bu ameliyat onu kurtaracak, değil mi? | Open Subtitles | لكن هذه الجراحه ستنقذها ، صحيح ؟ |
Daha fazla vaktimiz olsaydı bile onu kurtaracak kadar yakınına yaklaşamazdık. | Open Subtitles | حتى لو توفر لدينا بعض الوقت، فلن نحصل على ما يكفي لإنقاذه. |
Tek yapabileceğim eve dönüp onu kurtaracak bir yol bulmak. | Open Subtitles | لا يسعني سوى الأمل بالعودة للديار وإيجاد طريقة لإنقاذه |
Bu onu kurtaracak. Bunu neden yaptığımı biliyor. | Open Subtitles | هذا سوف ينقذه إنه يعرف سبب فعلتي هذه وهو يريد ذلك |
Ben onu kurtaracak. Onu kurtarmak olacak. | Open Subtitles | سأنقذه نحن سننقذه |
Mendez, onu kurtaracak mısın? | Open Subtitles | هل ستنقذها يا مينديز؟ |
Annesi bir şekilde onu kurtaracak, yani... | Open Subtitles | ستنقذها أمها على كل حال, لذا... |
Belki de onu kurtaracak kadar zekidir. | Open Subtitles | ربما كانت بارعة بما يكفي لإنقاذه |
Ama dünyayı umursamayan bir adam servetinin yarısını onu kurtaracak bir projeye harcamazdı. | Open Subtitles | لكن رجل لا يهتم بالعالم لا ينفق نصف ثروته على خطة لإنقاذه... |
onu kurtaracak bir şey yapamazdın. | Open Subtitles | لم يكن بوسعكِ شيئاً لإنقاذه |
Kocanın başına gelenlerin arkasında Jarvis var ama onu kurtaracak bir yol buldum. | Open Subtitles | (جارفيس) يقف وراء كلّ ما حدث لزوجك لكن لديّ طريقةٌ لإنقاذه |
...Freya onu kurtaracak kadar güçlüydü. | Open Subtitles | أو أن (فريا) قويّة كفاية لإنقاذه. |
Fabio onu kurtaracak, anne. Göreceksin. | Open Subtitles | سوف ينقذه (فابيو)، يا أمي سوف ترين |
Peki, onu kurtaracak ve daha sonra onu öldürürüm. | Open Subtitles | حسناً ، سأنقذه و بعدها سأقتله |