Kuzenin olduğunu, onu sevdiğini biliyorum ama beni deli ediyor. | Open Subtitles | انا اسفه ليفون اعلم بانها ابنة عمك اعلم بانك تحبها |
Ashley, beni değil, onu sevdiğini bana yıllar önce söylemeliydin bunun sadece onur meselesi olduğuna inandırdın beni. | Open Subtitles | كان يجب أن تخبرني منذ سنين أنك تحبها هي وليس أنا ولا تدعني متعلقة بحديثك عن الشرف |
Ve tekrar sevdiğin kişiye onu sevdiğini söyleyemeyen korkak olacaksın. | Open Subtitles | و ستعود كونك جباناً ألا تخبر من تحب أنك تحبه |
- onu sevdiğini sanıyor. Onsuz yaşayamayacağını sanıyor. | Open Subtitles | انها تعتقد انها تحبه الان تعتقد انه لايمكنها الحياة بدونه |
Seni tınlamadığının farkındaydım, ama hiç olmazsa onu sevdiğini düşünürdüm. | Open Subtitles | اعلم انكى كنتى وضيعة معه, لكنى كنت اعلم انك تحبينه |
Anton nihayet Martha'ya onu sevdiğini söyleyebildi. | Open Subtitles | وفي النهاية كان أنطون قادرًا على ان يقول لمارثا أنه يحبها. |
Neden kıza onu sevdiğini söylemiyorsun? | Open Subtitles | مايكى لم لا تقول لتلك الفتاة اللطيفة أنك تحبها ؟ |
Onu kapıda karşılarsın. Böylece onu sevdiğini anlar. | Open Subtitles | تقابلها عند البوابة، بهذه الطريقة ستعرف أنك تحبها |
Evet adamım, yalan söyleyip, onu sevdiğini söylemeliydin, | Open Subtitles | أجل يا رجل .. كان عليك أن تكذب و أن تقول لها أنك تحبها |
- Doğru. Seni seviyor. Ve senin de onu sevdiğini söyledim. | Open Subtitles | ذلك صحيح، إنها تحبك وأخبرتها أنك تحبها أيضًا |
Akash, ne yapıyorsun dostum! Git ve ona onu sevdiğini söyle! | Open Subtitles | أكاش , ماذا تفعل يا رجل اذهب واخبرها أنك تحبها |
Bilmem, o senin annen. onu sevdiğini söyle. Hayır, bunu yapamam. | Open Subtitles | إنها والدتك ، قل إنك تحبها لا يمكننى ذلك ، فأنا عاطفى للغاية |
onu sevdiğini ve şimdi de onsuz yaşayamayacağını sanıyor. | Open Subtitles | انها تعتقد انها تحبه الان لا تستطيع الحياة بدونه |
Garsona da onu sevdiğini söyledin. | Open Subtitles | هو كم أحبك لقد أخبرت النادل أنك تحبه أيضاً |
Bilirsin, bazen iyi bir sınıfa geçmek için babandan nefret ettiğini söylersin veya biraz para almak için onu sevdiğini söylersin. | Open Subtitles | أحياناً عليك ان تقول أنك تكره أبيك لتحصل على درجة جيدة أو تحبه لتحصل على بعض المال |
onu sevdiğini söyleyebilirsin ama gerçek ailen burada. | Open Subtitles | الآن، أنا لا أهتم اذا أخبرتيه بأنك تحبينه ولكنه ليس عائلتك عائلتك هنا |
Tamam, Rachel, Biliyorum-Biliyorum benim deli olduğumu düşüneceksin, lütfen, onu sevdiğini söylemeden önce, sadece- sadece bunun iyi bir fikir olduğunu düşünen birisini bul. | Open Subtitles | أرجوك، قبل أن تخبريه أنك تحبينه أقنعى شخصآ واحدآ أنها فكرة جيدة |
- onu sevdiğini. Karşılaştığı en sarsıcı kadın olduğunu. | Open Subtitles | أنه يحبها ، وكيف أنها المرأة الوحيدة التي هزت عالمه |
Onu da kandırmıştı. onu sevdiğini düşünmesini sağladı, ve şimdi haline bak. | Open Subtitles | لقد أغواها ايضاً جعلها تظن أنه يحبها وانظري على ماذا حصلت |
Dawn, Missy'e onu rahatsız ettiğin için üzgün olduğunu ve onu sevdiğini söyle. | Open Subtitles | دون ، أخبري ميسي أنكِ آسفة لمضايقتها وأنكِ تحبينها |
Ona, onu sevdiğini ama paranın daha önemli olduğunu söyle. | Open Subtitles | اخبرها بأنك احببتها ولكن المال المعلون كان اهم لديك منها |
Belki bu gece, birine onu sevdiğini söylemen.... belki bir arkadaşından özür dilemen, belki de yeni bir şeyler denemen için son şansındır. | Open Subtitles | هذه أخر فرصة لكِ لتخبري شخصاً ما أنك تحبيه ربما لتعتذري لأصدقائك القدامى جربي شيئاً جديداً |
Sikini eline al yoksa onu sevdiğini söylerim! | Open Subtitles | "امسكي ذكره وإلا اخبرته عن حبك له" |
Bitmemiş olan bir işi bitirmemizde bize yardım ederek, ona onu sevdiğini göster. | Open Subtitles | أخبرْه تَحبُّه... بعرضه،مِنقِبل بمُسَاعَدَتنا نهايةِ عمله الغير منهي. |
Amy ise kendini Karma'ya çok kaptırdı galiba ve dün gece onu sevdiğini söylemiş ve Karma onu reddetmiş. | Open Subtitles | أيمي متعلقة جدًا بكارما، تقريبًا هي كالخبز المعقود. على ما يبدو أنها اعترفت لكارما بحبها الليلة الماضية، وكارما رفضتها. |
Senin onu sevdiğini hatırlaması için, onu rahat ettiren bendim. | Open Subtitles | كنت أوفر له الراحة إلى أن ظل يكرر ، أنكِ أحببتيه |
Bana kendi sapkın tarzıyla, onu sevdiğini açıkladı. | Open Subtitles | شرح لي بطريقته الملتوية أنّه يحبّها. |
- onu sevdiğini söyle. | Open Subtitles | - أعتقد أنك يجب أن تبوح لها بحبك |
- Bu şekilde anlar onu sevdiğini | Open Subtitles | هكذا كيف لها أن تعرف أنك تحبها |
Anaokulundan bu yana onu sevdiğini söyleyip dururdu. | Open Subtitles | بل وقالت إنها مغرمة به حين كانت في روضة الأطفال |