"onu suçlamıyorum" - Translation from Turkish to Arabic

• لا ألومه
• لا ألومها
• لا الومها
• ولا ألومه
• لستُ ألومها
• لا ألومُها
• ألقي اللوم عليها

Ama bu yüzden Onu suçlamıyorum. Onunla yattığı için annemi suçluyorum.
لكنني لا ألومه من أجل ذلك فإنني ألوم أمي لأنها ضاجعته

Tabii ki ulaşabildiği abisini göstermeyi istediği için Onu suçlamıyorum.
وأنا لا ألومه إذا رغب في التباهي بأخيه الأكبر المتفوّق.

Dedektif ona ilanın muhtemelen bir Cadılar Bayramı şakası... olduğunu söylemiş ve eve yollamış Onu suçlamıyorum.
و الذي اخبرها انه مجرد مزحة هالوين و أرسلها للمنزل حسنا لا ألومه

Hoşlandığım tipde adam olduğun için Onu suçlamıyorum.
أنا لا ألومها على ذلك فأنت من نوعية الرجال الذي يعجبونني

Bana güvenmiyor ve ben de Onu suçlamıyorum çünkü yüzüne baka baka yalan söyledim.
هي لا تثق فيني أصلاً وأنا لا ألومها لأنني كذبت في وجهها

Güvenli evden sonra bize güvenmiyor. Onu suçlamıyorum.
بعد ما حدث للمنزل الآمن لم تثق بنا و انا لا الومها

Onu suçlamıyorum. İşlerin karıştığından bahsediyorum.
أنا لا ألومه أنا أقول فقط بأن الوضع كان معقدًا

Onu suçlamıyorum, sonunda ikimiz de batmıştık.
انا لا ألومه كنت اعنى لقد كانت فوضى فى النهاية

Onu suçlamıyorum çünkü onu işe alanlar da aptallar.
هو أيضاً مغفل لا ألومه على ذلك لأن الأشخاص الذين وظفوه مغفلين أيضاً

Gerçekten çok üzgün ve Onu suçlamıyorum.
لقد رأيته كان مستاءًا جدًا وأنا لا ألومه

Ama bütün bu heyecan verici olaylar, Onu suçlamıyorum.
لكن بكلّ الحماس، أنا لا ألومه.

Biliyor musun... Onu suçlamıyorum. Kendimi suçluyorum.
أنا لا ألومه عليه بل ألوم نفسي

Bana kızgın olduğu için Onu suçlamıyorum ama nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum.
والآن أتهمها بجريمة وبالتأكيد لا ألومها لامتعاضي لكني لا أعرف ما يفترض بي أنا شرطية

- Onu suçlama şimdi. - Onu suçlamıyorum.
لا تلقي بالوم عليها - أنا لا ألومها على أي شيء -

- Denise sadece ilk seferin özel olmasını istiyor, ben de Onu suçlamıyorum.
-دينيس تريد فقط المرة الأولى أن تكون مميزة و أنا لا ألومها

Onu suçlamıyorum.
..لا ألومها بدأ هذا الرجل بتخزين البندق

Dürüst olursam, Onu suçlamıyorum.
ولأكون أميناً ، لا ألومها على ذلك

- Ki öyle bile olsaydı Canterbury için Onu suçlamıyorum.
" وحتى لو كانت كذلك ، فأنا لا ألومها على تدمير " كانتربيري

Doğrusunu söylemek gerekirse Onu suçlamıyorum.
أخبرْك الحقيقةَ، أنا حقاً لا الومها

Bu konuda Onu suçlamıyorum.
ولا ألومه على هذا.

Onu suçlamıyorum.
لستُ ألومها.

Onu suçlamıyorum.
أنا لا ألومُها

Oğlunu kurtarmak için yapabileceği tek şeydi. Onu suçlamıyorum.
‫خذلتني لتنقذ ابنها ‫لا ألقي اللوم عليها