"onun bir parçası" - Translation from Turkish to Arabic

    • جزءاً منه
        
    • جزءاً منها
        
    • جزءا منه
        
    • جزء منها
        
    • جزءاً من ذلك
        
    • جُزء منه
        
    • جزء منه
        
    • جزء منهم
        
    • جزءا منها
        
    Dünyanın üzerinde uçmakla onun bir parçası olmak aynı şey değil. Open Subtitles أن تطير فوق العالَم و أن تكون جزءاً منه ليسا سيّان.
    Bu, birinin ruhunu kurtarmakla ilgiliydi. Yaptığım şey buydu ve sen onun bir parçası değildin. Open Subtitles كان هذا عن إنقاذ روح هذا ما أفعله و أنت لست جزءاً منه
    - Göz nerede? - Bir şekilde onun bir parçası oldu. Open Subtitles و لكن العين قد أصبحت بطريقة ما جزءاً منها
    onun bir parçası haline geliyorsun ve asla geri dönemeyeceksin. Open Subtitles إنها تجعلك جزءاً منها و لا يمكنك العودة أبداً
    Evrensel bir dinamiğin varlığına inanıyorum ve şayet onun bir parçası olamazsam, Open Subtitles يأتيني ذلك الانطباع ان هناك نظام كوني .. وانا لست جزءا منه
    Melodi yi denizden uzak tutamayacağımı bilmeliydim. deniz onun bir parçası. Open Subtitles أبي كان يجب ان اعرف بأني لا أستطيع أن أبقي ميلودي بعيدا عن البحر.. انه جزء منها
    onun bir parçası olmak istemiyorum. Open Subtitles لا أريد جزءاً من ذلك
    onun bir parçası içimde yaşıyor, değil mi? Open Subtitles جُزء منه يعيش بداخل، أليس كذلك؟
    Elimde Ray'in bir eşyası olsaydı, bir parça saç veya giysi gibi onun bir parçası olan bir şey, bebek yapabilirdim. Open Subtitles لو كان عندى شئ يخص راى نفسه مثل خصلة من شعره أو قميصه أو أى جزء منه أنا أستطيع تحويله لدمية
    Bohem devrimi dünyayı kasıp kavuruyordu ve onun bir parçası olmaya gelmiştim. Open Subtitles كان العالم كان قد تم غزوه في الثورة البوهيمية وأنا قد سافرت من لندن لأكون جزءاً منه
    Henüz bilmese de, bu inek ve bu tavuk da onun bir parçası olacak. Open Subtitles هذه البقرة والدجاجة لا يعرفوا ذلك حتي ولكن مقدر لهم أن يكونا جزءاً منه أيضاً
    Duvardan geçerken, onun bir parçası bizim frekansımıza geri dönüp saplanmış olmalı. Open Subtitles حسناً، لابدّ أنّ جزءاً منه قد تحوّل مرة أخرى إلى تردّدنا عندما كان يمرّ الجدار، وإلتصق به
    Sadece hatırlamak yetmez, onun bir parçası olmalısın. Open Subtitles لا يكفي أن تتذكريه فحسب، عليكي أن تصيري جزءاً منه.
    Ama bu defa Willow onun bir parçası. Hatta kötü gücün ta kendisi. Open Subtitles ولكن ويلو جزءاً منه الآن إنها عضو
    Öyleyse, bu sohbet de onun bir parçası olmalı. Open Subtitles إذن لابد من أن هذه المحادثة جزءاً منها
    Belki onun bir parçası olabilirim ben de. Open Subtitles وربما يمكنني أن أكون جزءاً منها
    Şey onun bir parçası olmalıydı. Open Subtitles أظن أنه من المفترض أن تكون جزءاً منها.
    onun bir parçası olmasaydı, bir şekilde hayatta olurdu. Open Subtitles أنه لو لم يكن جزءا منه حينها، بطريقة أو بأخرى، لكان حياً
    Ama doğruysa, onun bir parçası olmak ve buradaki sefalet ve yozlaşmadan uzaklaşmak istemez misin? Open Subtitles ولكن ان كان هذا حقيقا الا تريد ان تكون جزءا منه و بعيدا عن كل هذا الفساد و البؤس هناك؟
    Bizi hayata bağlayan şey, onun bir parçası olduğumuzun basit bir göstergesidir. Open Subtitles ما يربطنا بالحياة هى الحقيقة البسيطة التى نحن جزء منها
    onun bir parçası değil. Open Subtitles إنها ليست جزءاً من ذلك.
    onun bir parçası benim içimde yaşıyor. Open Subtitles جُزء منه يعيش بداخل، أليس كذلك؟
    Ve ışığa doğru yürüdüğünde ebediyen onun bir parçası olursun. Open Subtitles و عندما تذهب إليه، تصبح جزء منه إلى الأبد
    Derneğe su taşımak için girmedim onun bir parçası olmak için giridm. Open Subtitles أنا لم أنضمّ إلى الأخوية لكي أكون ولد الـماء. - إنضممت إليـهم لكي أكون جزء منهم.
    Ben Beth'i çok özlüyorum ve... sonra hatırladım ki onun bir parçası halen bir yerlerde yaşıyor. Open Subtitles انا افتقد بيث بشدة,و من ثم تذكرت ان جزءا منها ما يزال حيا في مكان ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more