| Röportajın Onun evinde yapıldığı konuşu değil, Yeniden Seçtirme Komitesi bürosunda imha işleminin yapıldığı konuşu asıl hikaye. | Open Subtitles | القصة تكمن في حقيقة أن المقابلة لم تحدث في منزلها و لكن في مكتب لجنة إعادة الإنتخاب |
| Yani, bir restoranda mı, Onun evinde mi ya da bir barda mı? ... | Open Subtitles | هل أقصد أكان في مطعم أم في منزلها أم في حانة؟ |
| Olayı tam olarak hatırlamıyorum ama Onun evinde olmadığından eminim. | Open Subtitles | لقد نسيت الموضوع برمته و لكن بكل تأكيد لم يكن في منزلها |
| Gözlerimin içine bak ve dün gece Onun evinde olmadığını söyle bana. | Open Subtitles | وضعت عينك في عيني وأخبرتني بأنك لم تكن في منزله ليلة البارحة. |
| Dr. Garner ve Boz'ın bir yılbaşı partisinde Onun evinde tanıştıklarını söylüyor. | Open Subtitles | دكتوره جارنر و بوز قد تقابلا فى حفل الكريسماس بمنزله |
| Herkesin ortasında ona saldırdı sonunda adam Onun evinde vuruldu ve o firarda. | Open Subtitles | هو هاجم الشاب في مكان عام ينتهي الرجل بالضرب في شقته و بعد ذلك هو يهرب |
| Garip Yani, Phoebe sadece denir ve Onun evinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | هذا غريب ، فقد اتصلت فيبي وقالت أنها كانت في شقتها |
| Onun evinde kan dökemem ama dışarıda senin boğazını keseceğim | Open Subtitles | لن أريق الدمِاء في بيتها لكني سأقطع حلقك عما قريب |
| Eğer Sally Akin'la geçen o sözde konuşmadan bahsedeceksen, Onun evinde geçtiğini yazamazsın! | Open Subtitles | إذا كنت تريد الإشارة إلى المحادثة المزعومة مع سالي آيكن فلا يمكنك أن تنشر أن المحادثة كانت في منزلها |
| Haydi. Birkaçımız Noel'i Onun evinde geçirdi. | Open Subtitles | هيا ذكريني , لقد قضينا بضعة ايام في منزلها في العيد |
| Haydi. Birkaçımız Noel'i Onun evinde geçirdi. | Open Subtitles | هيا ذكريني , لقد قضينا بضعة ايام في منزلها في العيد |
| Sonra ekibine katılırız ve belki de Onun evinde takılırız. | Open Subtitles | وبعدها ننضم إلى جماعتها وربما نتسكع في منزلها |
| Onun evinde erkek giysileri ve eşyaları bulduk da. | Open Subtitles | وجدنا ملابس رجال و أغراض شخصية في منزلها |
| Bu adamı, gece Onun evinde görmüştüm. | Open Subtitles | لقد رأيت هذا الرجل في منزلها مُبكّراً هذه الليلة |
| Onun evinde kaldığın için bal gibi senin de sorunun. | Open Subtitles | في الحقيقة أنت تعيشين في منزله ، إذا إنها مشكلتك |
| Adil olmaya çalışıyorum haftanın bir kaç günü Onun evinde kalıyorum. | Open Subtitles | احاول بأن أكون عادلة واقضي بضعة ليالي من الاسبوع في منزله |
| Laird ve ben Onun evinde kalmamızın daha iyi olacağını düşündük. | Open Subtitles | فكرنا أنا و ليرد، أنه من الأفضل أن نبقى في منزله. |
| İki saat sonra Büyük le Onun evinde buluşmam gerekiyordu. | Open Subtitles | بعد ساعتين, كان من المفترض علي ان اقابل "بيغ" بمنزله |
| Anneme geçen hafta Onun evinde kalacağımı söyledim, ama kalmadım. | Open Subtitles | أخبرت أمّي بأني سأبقى بمنزله الأسبوع الماضي، وأنا لم أكن هناك |
| Onun evinde ücretsiz kalabileceğimi söyledi. | Open Subtitles | وقال لي أنّ بإمكاني البقاء في شقته مجاناً. |
| Haftada bir kaç gece Onun evinde kalıyor olacağım. | Open Subtitles | سأقيم بعض الليالي في شقتها ليلتين من كل أسبوع |
| Ama Eleanor partiye Onun evinde devam etmenizden memnun olacağını ifade etti. | Open Subtitles | لكن إليانور قالت أنها أكثر من سعيدة لأن تواصل الحفل في بيتها |
| Bazen karakolda, bazen kafede bazen Onun evinde. | Open Subtitles | أحياناً في مركز الشرطة أحياناً في المقهى أحياناً في بيته |
| Neden Onun evinde? | Open Subtitles | لماذا أقمت هناك ؟ |