Ama onun için çok önemli bir şey taşıdğını biliyordum. | Open Subtitles | لكنى عرفت انه يريد ان ينقل شىء قيم بالنسبة له |
Siz Kate' in en yakın arkadaşlarısınız, ve biliyorum ki sizin düşünceleriniz onun için çok önemli. Ve... | Open Subtitles | انتن الصديقات المقربات لـ كيت ، وانا اعرف ان رأيكن مهم جدا لها |
Bu adam bugün kazanmayı çok istiyor. Bu onun için çok önemli. | Open Subtitles | وذلك الرجل يريد بحرارة أن يفوز اليوم، الفوز يعني له الكثير. |
Belki bundan yirmi yıl sonra onun için çok yaşlı olacaksın. | Open Subtitles | بعد عشرين عام من الآن ستكون كبير جداً عليها |
Evet, bu hiç hoş değil. onun için çok üzüldüm. | Open Subtitles | نعم , ان هذا ليس جيد انا اشعر بالحزن من اجلها. |
O yokedilmiş olabilir, ancak bu onun için çok kötü bir durum değil, kendine kolaylıkla yeni bir beden bulabilir. | Open Subtitles | وربما انفجر هو, لكن هذا إزعاج بسيط بالنسبة له سيحصل لنفسه على جسد آخر فقط |
Devriye seyirlerimizi bulmak onun için çok kolay olurdu. | Open Subtitles | سيكون من السهل جدا بالنسبة له معرفة نظام دوريتنا. |
Seni İngiltere'ye götürmek onun için çok önemli olmalı. | Open Subtitles | يجب أن يكون قد صفقة كبيرة بالنسبة له ليأخذك إلى إنجلترا. |
Bir Park Avenue doktoruyla evli. Ve bu onun için çok sıkıcı. | Open Subtitles | هي متزوّجة من طبيب درب متنزه وذلك مملّ جدا لها. |
Size söylemek onun için çok acı vericiydi çünkü herhangi birine söylemek bile çok acı vericiydi. | Open Subtitles | وكان مؤلم جدا لها إخباركم بذلك لانه حسنا, انه مؤلم جدا لها إخبار أي أحد |
onun için çok şey ifade ediyordu. Hepimizin için çok şey ifade ediyordu. | Open Subtitles | كانت تعني له الكثير كانت تعني لنا كلنا الكثير |
Bu onun için çok önemli ağabeysinin gelip oyununu izlemesi istersen bir Cuma okulu asabilirsin. | Open Subtitles | سيعني هذا له الكثير أن يحضر شقيقه ليشاهده يلعب حتى لو كان عليك أن تتغيب عن المدرسة في يوم الجمعة مرة واحدة |
Yukarı çıkıp büyükannemi uyandırmalıyız. onun için çok endişeleniyorum. | Open Subtitles | يجب أن أصعد الدور الثانى لأوقظ جدتى أنا قلق جداً عليها |
Bugün onun için çok güçlü olmalısın. | Open Subtitles | اليوم يجب ان تكونا اقويا من اجلها |
Bu onun için çok önemli. | Open Subtitles | إنّه مهووس بفكرة الخلود. |
Bu bana düşmez ama... bence onun için çok anlamı olur. | Open Subtitles | , بعيداً عن كل هذا لكني اظن أن هذا سيعني لها الكثير |
dedim. Şunu söylemeliyim ki bunu reddetmek onun için çok zor olurdu çünkü kendisinin yağlı boyadan devasa bir resminin altında duruyordu. | TED | والذي يجب أن أقول أنه كان من الصعب عليه إنكاره لأنه كان واقفا تحت لوحة زيتية عملاقة مرسومة لشخصه. |
- onun için çok geç. Rahim tamamen açılmış. | Open Subtitles | لقد فات الأوان على ذلك إنها متوسعة بشكل كامل |
Bence siz de onun için çok şey ifade ediyorsunuz. | Open Subtitles | من الأفضل أن تعتقد أنك تعنى الكثير بالنسبة لها |
Yani onun için çok üzücü, dehşet verici bir durum. | Open Subtitles | أعني.. مقرف! الأمر محزن جدّاً بالنسبة لها و بشعٌ كثيراً |
...vedalaşmak ağır gelmiştir, zira gitmesi gerekmektedir ve vedalaşmak istemesine rağmen onun için çok zordur. | Open Subtitles | كان من الصعب أن يودّعك... لأنه اضطر إلى الذهاب وأراد توديعك، لكن الأمر كان صعباً جداً بالنسبة إليه |
Bu senin yaptığın "İyileştirmeler" onun için çok önemliydi. | Open Subtitles | إن العلاج الذي قمت به كان مهماً جداً بالنسبة لها |
Bir kez olsun sözün ona verilmesi onun için çok önemlidir. | Open Subtitles | أن يُستشهد به مرة على الأقل هذا مهم جداً له. |