Gariptir ki, bu olayda sanıklardan birinin annesi oğlunun Suriye'ye gitmeyi düşündüğünü öğrenmiş ve Onun pasaportunu saklamış. | TED | كنوع من العرض الكوميدي في هذه الحالة والدة أحد المتهمين تبين لها أنه كان مهتما بالذهاب إلى سوريا وأخفى جواز سفره |
Onun pasaportunu nereye koyduğumu biraz önce hatırladım. | Open Subtitles | لقد تذكرت للتو أين وضعت جواز سفره |
Hala Onun pasaportunu vermediniz mi, Ujjwal? | Open Subtitles | ألم تعد له جواز سفره يا أجوال ؟ |
Onun pasaportunu aşırmışsın. | Open Subtitles | لم تنسَ جواز سفره |
- Onun pasaportunu istiyorum. | Open Subtitles | -اريد جواز سفره |