Theron sizin olanı istiyor. Öncelikle Onun sesini kesmeniz gerek. | Open Subtitles | ثيرون يريد ما تسيطرين عليه إنه صوته الذى عليكى إسكاته |
Dünyadaki hiçbir ses Onun sesini bir daha duymaya bedel olamaz. | Open Subtitles | كم أود أن أسمع صوته ثانياً أكثر من صوتٍ آخر |
Çünkü Onun sesini duymuştum. | Open Subtitles | أنظر إليه مذهولاً وذلك .. لأننى سمعت صوته |
ve sanırım, her gün saatler boyunca Onun sesini duymanın coşkusu Derek'i düşündürdü, belki,yani... beyninin içinde bir şey, bir çeşit müzikal yeteneği harekete geçiriyordu. | TED | وأعتقد أن حماسه لسماع صوتها لساعات طوال كل يوم جعلها تعتقد بأنه ربما يكون قد حرك لديه شيء ما، كموهبة موسيقية مثلا. |
Onun sesini duyana, canlı olduğunu bilene kadar olmaz. | Open Subtitles | أريد أن أسمع صوتها أولا و اتأكد أنها حية |
- "Sesini işitmek" le ne demek istiyorsun?" - Onun sesini. | Open Subtitles | ـ ما الذى تعينه بان تسمع صوته ـ أعنى صوته |
Kahretsin, Onun sesini beğeneceğimi hiç düşünmezdim. | Open Subtitles | بشكل لا يمحى بزمنه لم أتصور أبدا أني سأكون سعيدة لسماع صوته |
Onun sesini taklit edip, odasına bir kadın aldığının görülmesini sağladıktan sonra, hızla Bayan Leadbetter'ın yanından geçip gittiniz. | Open Subtitles | .وبتقليد صوته و ان تتأكد ان الفتاة الزائرة لغرفته قد رأتها السيدة ليدبيتر وهى تهرول مبتعدة. |
Şimdi her gün Onun sesini zihnimde çok net bir şekilde duyuyorum. | Open Subtitles | و الآن أسمع صوته في رأسي بشكل واضح و مرتفع يومياً |
Bir ton mesaj bırakmıştı ama Onun sesini duyunca hepsini sildim. | Open Subtitles | لقد ترك لك مجموعة من الرسائل ولكن عندما سمعتُ صوته ، حذفتهم جميعاً |
Bankada Onun sesini duyduğun zaman zamanının dolduğunu anladın. | Open Subtitles | حينما تعرّفت على صوته بالبنكَ، فأدركتَ أنّ مهلتكَ بالتفكير أنتهت. |
Onun sesini duyan yetişkin adamlar, eşekler gibi ağlarlar. | Open Subtitles | رجال ناضجون يبكون مثل الحمير عندما يسمعوا صوته |
Bagga. Delhi ye gidene kadar, Alex in Onun sesini geri getirebileceğini düşünüyor musun? | Open Subtitles | باجا ، أتظن حقاً أن أليكس سيستعيد صوته قبل وصولنا إلى دلهي ؟ |
Onun sesini duyduğumda kontrolümü kaybettim sayılır. | Open Subtitles | لقد فقدت السيطرة مٌجدداً عندما سمعت صوته |
Sen de Onun sesini sahteledin ve ben sahte kanıtla aklandım. | Open Subtitles | لذلك قمت بتزوير صوته و تمت تبرئتي بدليل مفبرك |
Onun sesini tekrar duyabilmemin tek yolu bu. Tartışmayı ertelemeliyiz. - Çok şirinsiz. | Open Subtitles | إنها الطريقة الوحيدة كي أسمع صوته مرة أخرى يجب أن نؤجل المناظرة |
Eğer otuz dakika içinde Onun sesini duymazlarsa ona ne olduğunu merak ederler. | Open Subtitles | إن لم يسمعوا صوته خلال النصف ساعة القادمة، -سيتسائلون عما قد جرى لنا |
Bir tek fiilen orada olduğunda bilebileceği ayrıntıları biliyor ve Onun sesini duydun, ...o yaştaki bir çocuk o derece yalandan korkamaz. | Open Subtitles | إذا كان متواجد هناك بالفعل وأنت سمعت صوته طفل بمثل هذا السن لا يمكنه تزييف مثل هذا الفزع |
Ve bazen Onun sesini duyduğum zamanlar olurdu. | Open Subtitles | لقد كانت هناك أوقات عندما كنت أسمع صوتها يهمس لي |
Biz kaydı duyabiliyoruz ama Onun sesini duyacaksın. | Open Subtitles | نحن سنسمع التسجيل لكنك ستمعين صوتها مباشرةً |
Sahada iken Onun sesini duyabildiğini söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت أنه أمكنك سماع صوتها خارج الملعب |
Onun sesini duymak için her şeyi yaparım. | Open Subtitles | وأودّ أن أفعل أيّ شيء لأسمعها تقول أسمي الآن |