"onun zayıf" - Translation from Turkish to Arabic

    • ضعفه
        
    • ضعفها
        
    Onun düşünce biçimini bilirim. onun zayıf yönlerini bilirim. Eğer hemen şimdi hareket edersek, onu durdurmada bir şansımız olabilir. Open Subtitles انا اعرف دراكو واعرف الطريقه التى يفكر بها واعرف نقاط ضعفه ايضا
    Ve dedikodulara göre onun zayıf noktasını biliyormuşsun. Open Subtitles والكلام في الدائرة عنك وعن معرفتك نقطة ضعفه
    Tehlikeli bir görünüşü yoktur fakat insan vücudunu ve onun zayıf noktalarını iyi bilir. Open Subtitles إنها لا تبدو خطرة ، لكنها تعرف الجسد البشري و نقاط ضعفه
    onun zayıf noktasını bul ve onu kullan. Ben de aklına girivereyim. Open Subtitles جِد نقطة ضعفها واستغلّها، ومن ثم سألج إليها.
    Şefkati onun zayıf noktası ve şu an tüm duyguları daha da güçlendi. Open Subtitles رأفتها هي نقطة ضعفها وكلّ مشاعرها تضاعفت الآن
    Görünüşe göre çocukları onun zayıf noktası, onları kazanman gerek. Open Subtitles أولاده هم نقطة ضعفه لذا عليكِ أن تكسبيهم بصفك
    Unutma, ışık onun zayıf yanı. Gün ışığında yaşayamaz. Lütfen bul beni. Open Subtitles تذكّر، نقطة ضعفه الضوء لا يمكن تحمّل وهج الشمس
    Böyle bir işte bir adama baskı uygulayabilmek için onun zayıf noktalarını bilmeniz gerekir ve ben bu adamın zayıf noktalarını çok iyi biliyorum Open Subtitles لكي تضغط على رجل في هذا النوع من الأعمال يجب أن تعرف نقاط ضعفه و أنا أعرف نقطة ضعف هذا الرجل بشكل جيد
    Emily onun zayıf noktası, aynı Victoria'nın senin için olduğu gibi. Open Subtitles إيميلي نقطة ضعفه كما كانت فيكتوريا بالنسبة لك
    Bir şekilde onun zayıf noktasını buldun. Saldırdığından gözleri bembeyaz olmuştu. Open Subtitles إلا إذا لم تعثر على نقطة ضعفه لقد تحولت عيناه الى الأبيض عندما قام بالهجوم مثل سمكة القرش
    Onun anlamadığı benim onun zayıf noktasını buldum. Open Subtitles ما الذي عجز عن فهمه هو إنني وجدث نقطة ضعفه.
    Ama bir erkeğin kaybedeceği şeyler onun zayıf anında ve evinde olabilir. Open Subtitles نوع هذا الرجل يقول الكثير عن نفسه ... عن نقاط ضعفه ...وعن بيته
    ve bu onun zayıf noktasıydı. Open Subtitles و افضل مني. تلك كانت نقطة ضعفه.
    Ben onun zayıf noktasıyım. Open Subtitles سيجعله ينصرف عن خطته، أنا نقطة ضعفه.
    Onu kullansa bile, onun zayıf noktasını biliyoruz. Open Subtitles لا نزال نعرف نقطة ضعفه
    Şimdi onun zayıf tarafını buldum. Open Subtitles الان, وجدت نقطة ضعفه
    onun zayıf yönünü bulana kadar. Open Subtitles إلى أن أجد نقطة ضعفه
    Eğer sevdiği bir şeyler varsa bu şey onun zayıf tarafıdır. Open Subtitles لأنهُ إن كانٌ هناك ما أحبته، فذلِك هو نقطة ضعفها
    Sen ona öfkeni kusuyorken ve şikayet yazıyorken ben onun zayıf noktalarını öğreniyordum. Open Subtitles بينما كنت تشتاط غضباً وتعبي شكواك كنت أتصيدّ نقطة ضعفها
    onun zayıf noktasını buldun. Open Subtitles لقد عثرت على نقطة ضعفها
    Merhamet onun zayıf noktasıydı. Open Subtitles الخير كان نقطة ضعفها دائماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more