"onunla ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • معه و
        
    • معه ومع
        
    • معها ومع
        
    • هو و
        
    Larry, bu gece onunla ve Sue ile sinemaya gitmeyi isteyip istemeyeceğimizi sordu. Open Subtitles لاري سألني إذا كان لدينا رغبة بالذهاب معه و سو الليلة لمشاهدة الفلم
    Biz de onunla ve Şanslı Fasulye Oyuncak'ın sahibiyle bir toplantı ayarlayacağız. Open Subtitles وقتها، سنحدد إجتماعاً معه و مع مالك شركة.. الألعاب التي سنُنشئها نحن.
    Görüyorsun işte Jim, Andy'nin kardeşlerinden biri onunla ve kız arkadaşıyla çıkıp onun yeni bulduğu sevgisini ve mutluluğunu paylaşıyor. Open Subtitles هل سمعت، احدى خوات اندي ذهبت معه ومع خطيبته وتشاركوا الحب والسعادة
    onunla ve arkadaşlarıyla Amerika'ya Gitmekten söz etmedin mi? Open Subtitles ألم تتكلم معه ومع أصدقائه عن السفر الى أمريكا؟
    onunla ve sınıf arkadaşlarıyla konuşurken, Open Subtitles عندما كنت أتحدّث معها ومع زملائها في الصفّ
    Küçükken onunla ve babasıyla çok zaman geçirirdim. Open Subtitles نعم، وكنت أقضي الكثير من الوقت معها ومع أبّيها قبل أن يرحل.
    onunla ve arkadaşlarıyla monopoly oynamama izin vermiyor. Open Subtitles هو لا يدعني ألعب بقطع المونوبولي معه هو و أصدقائه
    eve dönüp onunla ve seninle kalacağımı söyledim. Gerçek bir aile olacaktık. Open Subtitles و أبقى في البيت معه و معكِ سنكون عائلة حقيقية
    onunla ve dadısıyla evde olmaya bayıIıyordum. Open Subtitles هو الرجوع الى العمل احب البقاء معه و مع المربية
    Bunu bana Justin verdi çünkü onunla ve Tommy'le sörfe gidiyorum. Open Subtitles جاستن) اعطاني هذا) (لأنني سأذهب لركوب الأمواج معه و مع (تومي
    Bu yüzden, onu araştırmana ihtiyacım var görüş onunla...ve kaydet ve bana getir. Open Subtitles إذن , أودّ أن أتعقبه الآن... و تقابليه... و تُسجليّ مُقابلتُكِ معه و تعوديّ بها.
    onunla ve diğerleriyle konuştum. Open Subtitles . حسناً ، أنا سأتحدث معه . ومع الآخريّن أيضاً
    Masasında onunla ve çocuklarıyla birlikte yemek yedim. Open Subtitles لقد جلست معه ومع أطفاله على مائدة العشاء
    Dualarımız onunla ve birlikte Capitol'de Open Subtitles مشاعرنا معه ومع كل المحتجزين في الحظر الصحي
    Ama sizinle benim onunla ve diğer herkesle paylaştığımız, anlaştığımız ve konuştuğumuz bir tek lisan var. Open Subtitles لكم أنتم وأنا نتشارك شيء واحد معه ومع الجميع لغة واحدة نفهمها جميعاً ونُجيب بها
    Yüreğim onunla ve ailesiyle özellikle eşi ve kızıyla beraber. Open Subtitles إن قلبي معها ومع عائلتها خاصة زوجها وأبنتها الصغيرة
    onunla ve çocuklarıyla yaptığım görüşmelere göre istifçilik yapısı, eşyalara kıyamamaktan daha da öte bir şey. Open Subtitles . إستنادا لمقابلاتي معها ومع أولادها طبيعة مرضها يتعدى عجزها عن . التخلص من الاشياء
    Kutsal Bakire'ye onu takip etmek, onunla ve ilahi oğluyla ölüme kadar gitmek için yalvarmamıza izin ver. Open Subtitles فلنصلي لمريم العذراء ولنتبعها لنكن معها ومع ابنها المقدس حتى الموت
    onunla ve stajyerinizle görüşeceğiz. Numaraları var mı? Open Subtitles سنقابلّه هو و الطبيب المتدرب عندكِ، أمعكِ أرقامهم؟
    Bahçede onunla ve bunakla konuşurken gördüm seni. Open Subtitles رأيتك تتحدث إليه في الحديقة هو و العجوز

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more