Gururum okşandı ve ve aslında ikimiz için de biraz onur kırıcı. | Open Subtitles | هذا شيء متملق جداً، وفي الحقيقة انه بالفعل شيء مهين لكلا منا |
Yani ayak parmağı almak gerçekten onur kırıcı, değil mi? | Open Subtitles | هذا مهين جداً أن يوجه أحدهم أصبع قدمه لك، أليس كذلك؟ |
Yani ayak parmağı almak gerçekten onur kırıcı, değil mi? | Open Subtitles | هذا مهين جداً أن يوجه أحدهم أصبع قدمه لك، أليس كذلك؟ |
Hayatımca yeteri kadar onur kırıcı durumlar var ve sigaralarını bana fırlatıyorlar. | Open Subtitles | بالغت لدي ما يكفي من الإهانات في حياتي والناس يبدأون برمي السجائر علي |
onur kırıcı ve yanlı bir sistem, ama işe yarıyor. | Open Subtitles | انه نظام مذل ومنحرف , لكنه يعمل . |
Beni sevmekle, incitici, onur kırıcı korkunç bir hata yapan adam. | Open Subtitles | الذى قد فعل خطيئة الحب المهينة البشعة ، المؤلمة |
Donlarıyla ortalık yerde dan ediyorlar. Bu çok onur kırıcı. | Open Subtitles | يرقصون بملابسهم الداخلية ، هذا مهين جداً |
Ve pijama giyen çocukların önünde ders anlatmak aşırı derecede onur kırıcı. | Open Subtitles | ، وأن أحاضر أمام أولاد يشعرون بالنعاس إنه أمرٌ مهين |
Ayrıca "üzücü", "utandırıcı" "onur kırıcı" gibi kelimeler de kullandılar. | TED | واستخدمن كلمات مثل "محبط" و "مهين" و "مخزي". |
Birbirimize karşı hislerimizi ihtiras olarak adlandırmak adeta onur kırıcı. | Open Subtitles | بتذكر حال شعورنا تجاه شهوة بعضنا البعض... أنه بالكاد شيء مهين... |
Sözlerin bu grup için çok onur kırıcı. | Open Subtitles | أسلوبك مهين تماماً لتلك المجموعة |
Tüm mürettebattan onur kırıcı bir dayak. | Open Subtitles | ضرب مهين أمام كل الطواقم على الشاطئ |
- Çok onur kırıcı bir durum bu. | Open Subtitles | هذا مهين للغاية |
Çok onur kırıcı idi. | Open Subtitles | هذا شيء مهين للغاية |
Bu çok onur kırıcı! Soyunacağız sanıyordum! | Open Subtitles | هذا مهين ظننت أننا سنتعرى |
Bu onur kırıcı. | Open Subtitles | هذا أمر مهين,في الحقيقة |
Biraz onur kırıcı olabilir. | Open Subtitles | قد يكون هذا مهين |
Ancak malesef bir aktör olarak mesleğin seni en onur kırıcı durumlara bile katlanmaya mecbur bırakıyor. | Open Subtitles | و لكني للأسف مهنتك كممثل تجبرك في أحيان بأن تتحمل الإهانات الأكثر اذلالا |
Şu an aklıma gelmeyen diğer onur kırıcı hareketlerden bahsetmiyorum bile. | Open Subtitles | وهناك أكثر من ذلك بكثير آلآف الإهانات الأخرى الرهيبة أنا فقط لم أفكر فيها بعد |
onur kırıcı bir şey bu! | Open Subtitles | إن الأمر داعِ للسخرية يا(كاثرين)إنه مذل |
Eski ofisime yaptığım bu tuhaf ve onur kırıcı ziyareti sürdürmemi gerektiren hiçbir yasal zorunluluk olmadığına göre seni ofisinle baş başa bırakayım. | Open Subtitles | وبما أنني لست مجبراً قانوناً لمواصلة هذه الزيارة المهينة لمكتبي القديم... |