Ben resim öğreteceğim, Molly ve Oonagh da müzik öğretecek. | Open Subtitles | سأقوم بتدريس الفن, و مولي و أوناه سيقوموا بتدريس الموسيقى |
Ayrıca müzikler Molly'den ve söylemesi de Oonagh'tan. | Open Subtitles | و الموسيقى ستكون على مولي و الغناء سيكون على أوناه |
Baban burada olduğunu biliyor mu Oonagh Dempsey? | Open Subtitles | هل أبوك يعلم أنكِ هنا ؟ أوناه ديمبسي ؟ |
Benandonner köprünün sonuna yaklaştığında Oonagh kocasını dev bir beşiğe koydu. | TED | عندما اقترب (بيناندونر) لنهاية الجسر حشرت (أونا) زوجها في مهدِِ ضخم. |
Efsaneye göre, Dev Finn MacCool, Kuzey Antrim kıyısında karısı Oonagh'la birlikte mutlu bir şekilde yaşıyordu. | TED | بحسب الأسطورة العملاق (فين ماكول) عاش سعيداََ على الساحل الشمالي لأنتريم مع زوجته (أونا). |
Benimle gelmeni istesem ne dersin Oonagh? | Open Subtitles | ما رأيك أن تأتي معي أوناه ؟ |
Ya olmasaydın Oonagh? | Open Subtitles | ماذا لو, أوناه ؟ |
Önden gitme Oonagh. | Open Subtitles | كُفي عن القيادة يا أوناه |
Bayan Oonagh Mulvey. | Open Subtitles | السيدة أوناه ميلفي |
Oonagh. Neredeyse hiçbir şey söylemedin. | Open Subtitles | أوناه, لم تتكلمي اليوم |
Oonagh. Oonagh! | Open Subtitles | أوناه , أوناه |
Seninle Oonagh. | Open Subtitles | معكِ يا أوناه |
Evine vardığında Benandonner hızla yaklaşıyordu. Karısı Oonagh'a düşmanın büyüklüğünü anlatırken titriyordu. | TED | هناك في المنزل وباقتراب (بيناندونر) بسرعة ارتعد (فين) وهو يصف ضخامة عدوه لـ(أونا). |
Oonagh çok zekice bir plan yaptı; bir hacim ilüzyonu yaratmaları gerekiyordu, böylece Finn dağ gibi bir adam olarak görünecek ve orada olmayacaktı. | TED | لذلك دبرت (أونا) خطة ماكرة احتاجوا أن يخلقوا حجماََ وهمياََ ليبينوا أن (فين) رجل بحجم جبل بينما يبعدانه عن الأنظار. |
Oonagh öfkeli misafire kocasının evde olmadığını söyledi ama yine de oturup bir şeyler yemesini ve beklemesini teklif etti. | TED | أخبرت (أونا) الزائر الغاضب أن زوجها لم يكن في المنزل ولكن رحبت به ليجلس ويأكل بينما كان ينتظر. |