| Bağlantımız bir yemek teslim minibüsüyle sabah 5:00'te orada olacak. | Open Subtitles | مُتصلنا سيكون هناك مع سيارة تسليم طعام عند الخامسة صباحًا |
| İş için gitmem gereken bir etkinlik var ve Brad de orada olacak. | Open Subtitles | أنظر , يوجد شيء يتعلق بالعمل عليّ أن أذهب إليه وبراد سيكون هناك |
| Çünkü şık giyinmem gerekecek ve tanıdığım herkes orada olacak. | Open Subtitles | لاني اريد ان يحصل لي، والجميع وأنا أعلم سيكون هناك. |
| Şehirdeki tüm para babaları orada olacak, medya da buna dahil. | Open Subtitles | جميع المسؤلين الكبار في المدينة سيكونون هناك بالإضافة إلى وسائل الإعلام. |
| Size garanti ederim ki Peter orada olacak İşinin geleceği buna bağlı | Open Subtitles | اؤكد لك ان بيتر سيكون هناك عمله يعتمد على ذلك |
| Jacob orada olacak. İhtiyacınız olan herşeyi anlatacak. | Open Subtitles | جاكوب سيكون هناك سيخبرك كل ما تحتاج معرفته |
| Ayrıca, senin adamın orada olacak. | Open Subtitles | وعلاوة على ذلك رجلك سيكون هناك على أي حال |
| İncelenmesi gereken belgeler orada olacak. | Open Subtitles | المواد التي نحن سنحتاج المحلّل سيكون هناك. |
| Eğer biz cennette gidebilirsek o zaman herkes orada olacak ve ben seçtiğim berbat alemcilerle olacağım: | Open Subtitles | اذا حدث ودخلناها في السماء فكل شخص سيكون هناك وسيكون علي الإختيار من الفاسقين |
| Eğer biz cennette gidebilirsek o zaman herkes orada olacak ve ben seçtiğim berbat alemcilerle olacağım: | Open Subtitles | اذا حدث ودخلناها في السماء فكل شخص سيكون هناك وسيكون علي الإختيار من الفاسقين |
| Orası Club Cong. Hedefiniz bu gece saat 10 civarında orada olacak. | Open Subtitles | هذا هو نادي كونغ هدفك سيكون هناك الساعه10 الليله |
| Kraliyet balosu. O da orada olacak, kraliyet gömleğini giymiş... ve kraliyet botlarını da, ki Rick onları boyamak için iki saat uğraştı. | Open Subtitles | الحفلة الملكية الراقصة الأمير سيكون هناك فى لباسه الملكى |
| Biliyorsun, belediye başkanı filan orada olacak. Gitmem lazım. | Open Subtitles | رئيس البلديه سيكون هناك , والجميع,يجب ان اذهب |
| Ama oraya gitmek istememin diğer sebebi bu davadaki her şüphelinin orada olacak olması. | Open Subtitles | لكن السبب الآخر لرغبتي بالذهاب إلى هناك هو لأن كل مشتبه في القضية سيكون هناك |
| Muhabirler orada olacak. Bana tekrar söyleyin? | Open Subtitles | المراسلين الصحفيين سيكونون هناك الآن إخبرنى ثانية |
| O zaman lanet borunun tamamını kursunlar çünkü orada olacak. | Open Subtitles | حسناً, إذاً يجب عليهم بناء الانبوب كاملاً لأنه سوف يكون هناك |
| Dolu fıçılar, herkes orada olacak. Sen de gelmelisin. | Open Subtitles | براميل من الجعة ، الجميع سيحضر يجب أن تحضروا |
| Ben hala senin içindeki şeyim. Ben hep orada olacak olan şeyim. | Open Subtitles | ما أزال أنا التي بداخلك وأنا فقط ما سيتواجد هناك إلى الأبد |
| Evet, sen oraya geldiğinde o da orada olacak. | Open Subtitles | نعم, سوف تكون هناك عندما تجىء أنها ذاهبة معنا |
| - Para orada olacak. | Open Subtitles | نحن فقط سَنصْبَحُ , أوه، حوالي 300,000 قصار المال سَيَكُونُ هناك. |
| Siz aramaya devam edin. Herkes orada olacak diye duydum. | Open Subtitles | يجب أن تستمروا في المحاولة يبدو أن الجميع سيكونوا هناك |
| Botlar zamanında orada olacak değil mi? Tamam. | Open Subtitles | لكن هذه القوارب ستكون هُناك هذا المرّة, أليس كذلك؟ |
| Kahvaltı önemli. Eyaletteki en büyük sendika başkanları orada olacak. | Open Subtitles | الفطور مهم جداً ، كبار القاده سيحضرون هذا الفطور |
| Tüm hükümet orada olacak. | Open Subtitles | وكل أفراد الحكومة ستكون حاضرة. |
| Basın orada olacak. Onlara bir gösteri yap. | Open Subtitles | الصحافة ستكون موجودة دعنا نقوم بعرض جيد هناك |
| Ona ihtiyacınız olduğunda orada olacak. Böyle olmalı. | Open Subtitles | سيكون موجوداً عندما تحتاجينه هذه هي الطريقة التي سيحدث بها الأمر |
| Yarın akşam Seattle Köpek Kulübünde yapılacak. Yalnız gidemem. Maris de orada olacak. | Open Subtitles | هو في نادي بيتِ كلب سياتل ليلة الغد وماريس سَتَكُونُ هناك. |
| Bugün Vali McCallum orada olacak. | Open Subtitles | اليوم الحاكم مكالوم سيصبح هناك. |